Merak etme tatlım, döner dönmez hemen debriyaj pedalını değiştireceğim. | Open Subtitles | لا تقلقي عزيزتي . سوف نستبدل دواسة القابض عند عودتي |
Hadi, bana ufak bir mesaj bırakın. Geri döner dönmez, sizi ararım. | Open Subtitles | أكمل، اترك لي رسالة، عند عودتي سأعطيك صرخة، أنعمك الله |
Eminim, Los Angeles'tan döner dönmez onunla konuşmuştum. | Open Subtitles | لا, انا اقصد لقد تكلمت اليها مباشرة بعد عودتنا من لوس انجلوس |
Oppa, Japonya'dan döner dönmez ilk önce beni arayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أوبا " ظننت أنك ستتصل بي أولاً حالما ترجع من اليابان " |
Tatile çıkıyor. Döner dönmez bir görüşme ayarlarım. | Open Subtitles | أنه سيرحل لأجازة لأسبوعين وسأخبره بذلك عندما يرجع |
Bir kez gittiğinde gençlik asla dönmez. | Open Subtitles | عندما هو ذَاهِبُ... الشاب أَبَداً عائداتُ |
Söz, gece yarısından önce dönmez. | Open Subtitles | أعدكم ألا يعود للبيت قبل منتصف الليل. |
Kovana geri döner dönmez yeni hedefimizin koordinatlarını size ileteceğim. | Open Subtitles | سأرسل إحداثيات هدفنا الجديد فور عودتي إلى الخليّة |
Ben döner dönmez oldu. Benim yapmadığımı ne biliyorsun? | Open Subtitles | لقد حدث بمجرد عودتي كيف تعرف أنه لم يكن أنا؟ |
En azından amcam ve halam anlayışlı olmaya çalışıyorlar, döner dönmez beni eve davet ettiler. | Open Subtitles | على الأقل عمي وعمتي يحاولون تفهم الأمر. لقد قاموا في الواقع بدعوتي للقدوم إليهما فور عودتي. |
Ben olsam postahaneden döner dönmez giysi alırdım sana. | Open Subtitles | لو كنت مكانك, لاشتريته أثناء عودتي من مكتب البريد |
Tamam, koşudan döner dönmez ne istersen yaparım. | Open Subtitles | أجل، سأفعل أيا كان ما تريدينه بمجرد عودتي من الركض |
Michael, bu işin ilgilenmemiz gereken bir parçası geri döner dönmez - salimen dönebilirsek. | Open Subtitles | مايكل, هذا يجب ان يكون شاغلنا بمجرد عودتنا... هذا لو عُدنا بسلام |
Oh wow bunu biz döner dönmez yazmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه كتب ذلك مباشرة بعد عودتنا |
Eve döner dönmez dans derslerine başlıyoruz. | Open Subtitles | بمجرد عودتنا للوطن، سنبدأ بتلقي الدروس. |
İşler asla normale dönmez. | Open Subtitles | لن ترجع الأمور لسابق عهدها |
Hayır. Bazı insanlar gider ve bir daha asla geri dönmez. | Open Subtitles | لا الناس ترحل احيانا ولا ترجع |
Aksi takdirde, eğer bana veya ona bir zarar verirseniz, insanlarınız bir daha size dönmez. | Open Subtitles | عدا ذلك،لو أذيته او اذيتني شعبك لن يرجع إليك |
Tamirci yarına kadar dönmez, ama motosiklet burada kalabilir. | Open Subtitles | الميكانيكي لا يرجع حتى يوم غدّ لكن تستطيعوا أن تتركوا الدراجه هنا |
Bir kez bir kez gittiğinde gençlik asla dönmez. | Open Subtitles | عندما... عندما هو ذَاهِبُ... الشاب أَبَداً عائداتُ |
Söz, geceyarısından önce dönmez. | Open Subtitles | أعدكم ألا يعود للبيت قبل منتصف الليل. |
Washington'a döner dönmez avukatımı arayacağım ve boşanma sürecini başlatacağız. | Open Subtitles | سأتصل بمحامي الخاص بمجرد أن أعود إلى واشنطن و سنكمل إجراءات الطلاق هذه |
Eve döner dönmez temizleyeceğim. | Open Subtitles | سأفعل ذلك الحق عندما أحصل على منزل. |