Dördüncüsü: Keşke kendimi gerçekten istediğim gibi ifade edecek cesareti kendimde bulabilseydim. | TED | الرابع: أتمنى لو أنها كانت لدي الشجاعة للتعبير عن ذاتي. |
dördüncüsü, çok gariplerin fiziği. | TED | الأمر الرابع: فيزياء الأمور الغريبة جدّا. |
Bay Trent anahtarını nerede saklıyor bilmiyorum ama dördüncüsü korumam için bana emanet edildiğinden nerede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم أين يحتفظ السيد ترينت بمفتاحه، ولكني أعلم أين يتم حفظ الرابع لأنني أنا نفسي مكلفٌ بحراسته |
Ve dördüncüsü: Belki bilinç vardır, ama bu dünya için bir fark yaratmaz. | TED | و رابعاً: قد يكون الوعي موجود لكنه غير قادرعلى إحداث تغيير في العالم |
dördüncüsü, Jake'e hiçbir zaman babalık yapmadı. | Open Subtitles | رابعا ً,هو لم يكن ابدا ً ابّا ً جيدا ً لجايك |
3 bebek hasta ve dördüncüsü de belirtileri göstermeye başladı. | Open Subtitles | ثلاثة أفطال مرضى و رابع يظهر أعراضاً مبكرة |
Onlar ülke dördüncüsü. | Open Subtitles | هم لم ينهزموا، ترتيبهم الرابع في البلاد. |
dördüncüsü, beni dönüştüğüm bu kişiden uzaklaştırmasını Tanrı'dan dilemek. | Open Subtitles | و الرابع ، كان أن أسأل الله أن يحررنى من تلك الشخصية التى أُلت إليها |
Polis Kira'yla çalışmaya evet deseydi Üçüncü kaset yayınlanacaktı. Hayır için dördüncüsü. | Open Subtitles | إن رضخت الشرطة وتعاونت مع كيرا، فهناك أوامر بتشغيل الشريط الثالث، وفي حال رفضوا الأمر، يُشغل الشريط الرابع |
Penny eğer Halo Takımımızın dördüncüsü olursan çok memnun oluruz. | Open Subtitles | بيني نحن سنقدرك كثيرا إذا أصبحت العضو الرابع في فريقنا هالو |
dördüncüsü oldukça ilginç. | TED | الأمر الرابع كان شيئًا مشوقًا جدًا |
Son olarak dördüncüsü bakış açısı çeşitliliği. | TED | ثم الرابع هو اختلاف وجهات النظر: |
dördüncüsü aldığı üç kurşun yarası için tedavi görüyor. | Open Subtitles | الرابع يتعافى من جراح ثلاث رصاصات. |
Ve dördüncüsü: bu muhteşem araba. | Open Subtitles | :والسبب الرابع هذه السياره الرائعه |
Dördüncüsü: mahkemede cinayet silahının aynı bıçak olduğunu söylediler. | Open Subtitles | رابعاً: ميّزوا سلاح الجريمة في المحكمة وقالوا أنه نفس السكين. |
Ama dördüncüsü... kahrolası güvenlik görevlileri beni öldürmedikçe... bu kasaba bana 20.000 dolardan çok daha fazlasını vaad ediyor. | Open Subtitles | رابعاً ستقدم لي هذه البلدة أكثر من 20 ألفاً طالما لا يقضي علي أحد من المحققين |
dördüncüsü insanlar kontrol edebildikleri durumlardaki tehlikeleri küçümser, kontrollerinde olmayan durumları büyütürler. | TED | و رابعا الناس تقلل من شأن الأخطار في المواقف التي يكونون فيها تحت السيطرة و يبالغون فيها في المواقف التي ليس لديهم فيها سيطرة. |
Üçüncüsü sana yalan söylemem. dördüncüsü seni seviyorum. | Open Subtitles | ثالثا لا أكذب عليك رابعا أنا أحبك |
Böylece bizlerden sadece bir milimetre uzakta diğer bir kainat olabilirdi, fakat bu milimetre bizim içine hapsolduğumuz üç boyutun dışında kalan bir dördüncüsü tarafından ölçülmüş olabilirdi. | TED | فإذًا قد يكون هناك كون آخر على بعد مليمترات من كوننا ولكننا لا نعرف عنه شيئًا لأن هذه المليمترات تقاس ببعد مكاني رابع ونحن مقيدون في أبعادنا الثلاثة |
dördüncüsü, Kim Tan yüzünden motosikletim alındı. | Open Subtitles | تان ... رابعاَ لأنك جعلتهم يقطرون دراجتي و خامساَ |
3 aptal anahtarını unutmuş, dördüncüsü kırmış. | Open Subtitles | بلهاء نسوا مفاتيحهم , والرابع كسره 3 |
Üç eski eşim var, dördüncüsü üzerinde çalışıyorum. Bir sürü çocuğum var. | Open Subtitles | عندي ثلاثة مطلقات، والرابعة في الطريق، مجموعة من الأطفال |
Peki, dördüncüsü? | Open Subtitles | -حسناً، ورابعاً |