İnsanlar bu yüzden Düğünlere gelirler, çünkü gerçek aşka inanmak isterler. | Open Subtitles | لذلك يحضر الناس إلى حفلات الزفاف لأنهم يريدون الإيمان بالحب الحقيقي ما هو الحب الحقيقي؟ |
Ben - Ne demek istediğini anlayamıyorum. Claire, bunlar Düğünlere davetsiz geliyorlar. | Open Subtitles | ـ لا أفهم ما تعني ـ إنهما يتطفلان على حفلات الزفاف |
- Eh, bilirsin işte ne olsun. Düğünlere gidiyorum. | Open Subtitles | لا شيء, هذا وذلك, كنت أتطفل على حفلات الزفاف |
Evet, arada bir kendimi Düğünlere atıyorum ama cenazeler çılgın oluyor! | Open Subtitles | أجل, إنني أتطفل على الأعراس من حينٍ لآخر, لكن الجنازات لاتصدق |
Ben cenazelere ve hastanelere giderim ve bazı Düğünlere. | Open Subtitles | أذهب للجنازات والمستشفيات. وبعض الأعراس. |
Özel etkinliklere, genellikle de Düğünlere nezaret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أشرف على المناسبات الخاصّة و أغلبها حفلات الزواج |
Düğünlere bayılırım ve hep İskenderiye'ye gitmek istemişimdir. | Open Subtitles | أنا احب حفلات الزفاف كما انني اريد الذهاب إلي الأسكندرية |
Şimdi evlenen kuzenim genelde Düğünlere birlikte gittiğim kuzenim. | Open Subtitles | فقريبتي التي ستتزوج هي نفسها التي كانت ترافقني لحضور حفلات الزفاف عادة |
Kardeşim için sevinmeye çalışıyorum ama insan, evlendikten sonra neler olacağını bilince Düğünlere farklı şekilde bakar oluyor galiba. | Open Subtitles | أحاول أن اكون سعيداً من أجل أخي ولكني أعتقد أن الشخص يغير منظوره عن حفلات الزفاف عندما يعلم ماذا يوجد في نهاية المذبح |
Yani bir tarafta silah kaçakçısı diğer tarafta Düğünlere bomba bırakan hükümet var. | Open Subtitles | لذلك حصلت على تاجر الأسلحة على جانب واحد، ومن جهة أخرى، وهي حكومة تسقط القنابل على حفلات الزفاف. |
Elbette, düğünler güzel olabilir ama bekârsanız ve arkadaşlarınızın çoğu evliyse... Düğünlere gitmenin acı verici olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | بالتأكيد يمكنهم أن يكونوا رائعين لكن في حالة الفتاة العزباء وأغلب صديقاتها متزوجات لنقول أن حضور حفلات الزفاف قد يكون معذباً |
Düğünlere zaafım olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | هو حتى تقضي وقتاً معي -تعلم أن نقطة ضعفي حفلات الزفاف |
Düğünlere yalnız gitmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره الذهاب إلى حفلات الزفاف بمُفردي. |
Düğünlere davetsiz geliyorlar, bu şekilde kızlarla yatıyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يتطفلون على الأعراس لكي يمارسون الجنس مع الفتيات. |
- Eh, bilirsin işte ne olsun. Düğünlere gidiyorum. | Open Subtitles | كما تعلم, القليل من هذا وذاك والتطفل على الأعراس |
Lütfen. Lütfen. Düğünlere bayılırım. | Open Subtitles | أرجوك ، أرجوك ، أرجوك ، فأنا أحب الأعراس |
Eski sevgililerin Düğünlere gelmesine izin verilmeli. | Open Subtitles | يجبُ أن يُسمحَ للأحبة السابقين أن يحضروا الأعراس |
Düğünlere bayılırım. Feci bir tavuk dansım var. | Open Subtitles | أحب الأعراس ، وأؤدي رقصة الدجاجة بشكل مذهل |
Düğünlere falan? | Open Subtitles | أو تحضرين حفلات الزواج مثلاً؟ |
Dinle. İşte bu yüzden Düğünlere yalnız gitmem. | Open Subtitles | انصتي، لهذا السبب لا أذهب لحفلات الزفاف لوحدي |
Düğünlere ve cenazelere gelebilirsin. Biz büyük bir aileyiz, bu sebepten bolca fırsat olacaktır. | Open Subtitles | بإمكانكِ القدوة في الزفافات والجنائز سيكون هنالك الكثير منها |
Araştırmalarımız gösteriyor ki halkımız Düğünlere takıntılı , özellikle ünlülerin düğünlerine. | Open Subtitles | البحوث أظهرت بأن الأمريكيون مهوسون بحفلات الزواج خصوصاً حفلات زواج المشاهير |