Bıçaklamayla vurulma olayını birbirine bağlayan somut bir kanıt olmalı diye düşünüp durdum. | Open Subtitles | ظللت أفكر يجب أن يكون هناك بعض الأدلة المادية ربط طعن لاطلاق النار. |
Sürekli bana kızgın olduğunu düşünüyordum ve sonra habire başka bir kızla olduğunu düşünüp durdum. | Open Subtitles | ظللت أفكر طوال الوقت , أصبحت مجنونة ومع ذلك أستمريت بالتفكير بإنك كنت مع البنت الاخرى |
Tüm bu zaman boyunca fazla kişi kim olabilir diye düşünüp durdum. | Open Subtitles | اسمعوا، ظللت أفكر كثيراً في من قد يكون الشخص الإضافي |
Ve düşünüp durdum, eğer bir sabah bebeklerim uyanırlar ve beni orada göremezlerse diye. | Open Subtitles | و لقد ظللت أفكر كم سيكون الأمر مرعباً اذا ما استفاق أطفالي في الصباح و لم يجدوني هناك |
.. ne yaparım diye düşünüp durdum ve bunu yaptım. | Open Subtitles | ماذا كانت ستفعل جيت لو كانت مكانى وافعل مثلك |
Ve, eğer daha iyi bir arkadaş olsaydım diye düşünüp durdum. | Open Subtitles | و ظللت أفكر , ربما عندما أكون صديقة أفضل |
Diğer kızların da başına bu geldi diye düşünüp durdum hep. | Open Subtitles | لقد ظللت أفكر أنه هذا نفس أحساس ما حدث مع كل هؤلاء الفتيات |
Bekleme odasında beklediğim süre boyunca eğer ölürse, bunun benim hatam olacağını düşünüp durdum. | Open Subtitles | طوال الوقت في... في غرفة الانتظار، ظللت أفكر في نفسي، إذا مات، فإنه خطأي. |
Yarınki gazeteleri düşünüp durdum. | Open Subtitles | ظللت أفكر بشأن صحف الغد. ومايقرأه الناس |
Yüzünü düşünüp durdum. | Open Subtitles | ظللت أفكر فى وجهة |
Buraya gelirken düşünüp durdum. | Open Subtitles | فى طريقِي الى هنا , ظللت أفكر |
(Gülüşmeler) Hapisteyken, bunu insanların bilmesi gerektiğini düşünüp durdum. | TED | (ضحك) في السجن, ظللت أفكر أنني بحاجة أن يعرف الناس . |
.. ne yaparım diye düşünüp durdum ve bunu yaptım. | Open Subtitles | ماذا كانت ستفعل جيت لو كانت مكانى وافعل مثلك |