Ona anlattım ve dedi ki senin kazanamayacağını düşünüyormuş. | Open Subtitles | و قال انه نال ما يكفى و لم يظن أنه بأمكانك الفوز على ايه حال |
Amerika'da aynı, şeyi düşünüyormuş. | Open Subtitles | رغم أن ابنه عاد للولايات المتحدة يظن الشيء نفيه. |
Santo Domingo'da inci ticaretine başlamayı düşünüyormuş. | Open Subtitles | و لكن كيف حاله ؟ دييجو يفكر في البدء بتجارة . اللؤلؤ في سانتو دومينجو |
Ve son anlarında seni... düşünüyormuş. | Open Subtitles | يجب ان تعرف أيضا أنه في آخر لحظاته.. كان يفكر بك |
Takip edildiğini düşünüyormuş. Ve bir araba onu yolun dışına doğru savrulmuş. | Open Subtitles | ظنّ أن أحداً يتبعه، وحاولت سيارة أن تخرجه عن الطريق. |
Ayrıca, onu işkence ile sorgulayacağımızı düşünüyormuş. | Open Subtitles | لقد أخبرنى ايضاً أنه يعتقد أنه هنا من أجل نوع من الدرجة الثالثة |
Hepsi de kendilerinin Bailey için tek olduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | وكلّ واحدةٍ منهنّ ظنّت أنّها حبيبته الوحيدة. |
Sadece bu yerin yakınlarda bir yerde olduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | كل ما قاله كان بأنه يظن أن الموقع كان قريباً في مكان ما |
Sean, annemi kimin öldürdüğünü bulmuş olabileceğini düşünüyormuş. | Open Subtitles | شون يظن انه لربما قد عرف من قام بقتل امى. |
Siyasi tanıdıkların kişisel kazanç uğrunda asla kullanılmaması gerektiğini düşünüyormuş. | Open Subtitles | انه لا يظن بأن العلاقات السياسية يجب ان تستخدم لأغراض شخصية مرة اخرى |
Menajeri de ünlü bir Amerikan sporcusuyla çıkıyormuş gibi yaparsa basın ilgisini daha çok çekebileceğini düşünüyormuş. | Open Subtitles | ومدير أعمالها يظن أنها ستحظى بصحافة أكبر لو تظاهرت أنها تواعد رياضياً امريكياً مشهور |
Biri vücut parçalarını topluyormuş çünkü burada bir canavar olduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | أحدهم يجمع أجزاءً من الجسم لأنه يظن أن وحشًا هنا |
Varillere bakılırsa, çocukları kaçırmadan cesetleri ne yapacağını düşünüyormuş. | Open Subtitles | والبرميلان يمثلان أن أحداً كان يفكر بأن يتخلص من الجثث قبل الخطف |
Aslında tıp fakültesine geri dönmeyi düşünüyormuş. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنّه يفكر بالعودة لدراسة الطب |
Ama hiç kimse çocuklu insanları düşünüyormuş gibi durmuyor. | Open Subtitles | لكن لا يبدو أن أحدا يفكر بالناس الذين معهم أطفال |
Aman Tanrım, aslında bunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | ، إنه يفكر في الأمر ارجع للموضوع السابق! |
Anlaşılan birisi şehirden kaçmayı düşünüyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم يفكر بالهرب من المدينة |
Joel o zaman hayal kırıklığına uğradığını düşünüyormuş ama bu daha başlangıçmış. | Open Subtitles | (ظنّ (جويل أنّ أمله خاب حين خسر لكنّ الأمر كان لِيزداد سوءاً |
Kai'nin onu öldürdüğünü düşünüyormuş ama şimdi yaşadığını öğrendi ve onu kurtarmak için elinden geleni... | Open Subtitles | ظنّ (كاي) قتلها، لكنّه اكتشف منذ قريب أنّها حيّة |
Dick Dawson o kadar saçma olduklarını düşünüyormuş gibi gözükmüyordu... masasından sıvışıp bugün telefonla beni aradığında. | Open Subtitles | حسنا،"ديك دوسون"،لم يعتقد أنه كان هراء عندما تسلل من مكتبه اليوم ليتصل بي |
Sürekli aldatıyor olmam dolayısıyla iyi bir baba olamayacağımı düşünüyormuş. | Open Subtitles | لأنها إعتقدت بأني لن أكون أباً صالحاً... في ضوء حقيقة أني كنت أخونها طوال الوقت |
Eğer öfkelerini ortaya çıkarabilirse, iyileşeceklerini düşünüyormuş. | Open Subtitles | إعتقد أنه إذا إستطاع , أن يجعل المرضى ينفصوا عن غضبهم إذاً سيتخلصون منه |
Olay yerindeki ekip boğuşma izi bulduğunu düşünüyormuş. | Open Subtitles | من عاين مسرح الجريمة يعتقد انه وجد علامات على شجار |