Herkes benim tekrar piyano çalmam düşüncesiyle heyecanlıydı. | Open Subtitles | الكل كان متحمسا لفكرة تعلمي لعزف . البيانو مرة أخرى . ماو ماو .. كانت متطلعة لتعليمي |
Kuyruksuz maymunlarla ortak bir atayı paylaşıyor olduğumuz düşüncesiyle gelen rahatsızlığın sancılarını hepimiz anlıyoruz. | Open Subtitles | كلنا يفهم الوخز الغير مريح لفكرة اننا نتشارك سلف مشترك مع القرود |
Bu şekilde yazılarak fiil olarak kullanıldığını hiç görmemiştim ve "mic'ed"in benim gözetimimde dergiye gireceği düşüncesiyle çılgına dönmüştüm. | TED | لكنني لم أراها تستخدم أبداً كفعل بهذه التهجئة، واضطربت كثيرا لفكرة أن كلمة "نُمَكرِف" قد تنشر في مجلة تحت مراقبتي. |
Yetişkinlerle geçirilecek bir akşam düşüncesiyle heyecanlandım. | Open Subtitles | -نعم أعتقد أنني تحمست قليلاً لفكرة أمسية للبالغين فقط، بدون إهانة يا صديقي |
Kimse sonu kötü bitecek düşüncesiyle evlenmez. | Open Subtitles | لا أحد يتزوج وهو يظن أن ذلك الزواج سيتداعى. |
Hayır, o zaman birimizin hep yanıldığı düşüncesiyle doğar. | Open Subtitles | حسنا، كلا لأنه سيولد عندها وهو يظن أن أحدنا دائما على خطأ. |
Kalbim seni kaybetme düşüncesiyle sızladı. | Open Subtitles | قلبي يرتجف.. لفكرة أن أخسرك |