Bunun ulaşılamaz, uyumlu bir ütopya olduğunu düşünmüyorum. Kutuplaşmanın zıttının ikilik olduğunu düşünüyorum. | TED | لاأظن انها مدينة فاضلة متناغمة لايمكن الوصول إليها، أعتقد أن عكس التناقض الازدواجية. |
Öyle düşünmüyorum, çünkü en nihayetinde bu problemin teknolojiyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. | TED | لا أعتقد ذلك، لأنني لا أعتقدُ في نهاية اليوم أنها مشكلة تقنية. |
Tasarımın içeriklerinden tek bir tanesi olduğunu düşünmüyorum, ama büyük ihtimalle en önemlisi. | TED | والتي أعتقد أنها ليست المكون الوحيد في التصميم , لكنها ربما الأكثر أهمية. |
Hayır, doğrusunu istersen, bunun hiç de ağır olacağını düşünmüyorum. | Open Subtitles | كلاّ، في الحقيقة لا اعتقد بأنّ ذلك قاسي على الإطلاق |
Aslında, çok fazla düşünmüyorum. Bu benim için iyi değil. | Open Subtitles | فى الحقيقه,أنا لا أفكر كثيرا . هذا ليس جيدا لى |
Tanıştığımızı sanmıyorum dostum ve bunun sizi ilgilendirdiğini de düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بإننا تقابلنا من قبل وهذا ليس من شأنك |
Herhangi biri olduğunu düşünmüyorum. Sanırım o sokakta yaşayan biri. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه مجرد أى شخص أنه فى نفس الشارع |
Bu şartlar altında, başbakanın güvenliğini size teslim etmenin... uygun olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | في ظل هذه الظروف لا أعتقد أنك مؤهل لمسؤولية حماية رئيس الوزراء |
Tamam, ama onun konuşmaya çok da hevesli olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لكنني أعتقد أن هذا الرجل لن يعترف لنا |
- Ben böyle olacağını düşünmüyorum. - Düşünmediğin başka neler var? | Open Subtitles | ـ لكني لا أعتقد ذلك ـ وما الذي لا تعتقده أيضاً؟ |
Onların temiz ve saf olmadıklarını düşünürler, ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | أولئك يَعتقدونَ بإنها لَيست نظافة وطهارة لكني لا أعتقد ذلك |
Doğru avukat olduğunu düşünmüyorum. Baronun atadığı avukatla devam edeceğim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك المحامي المناسب سأبقى مع رجل الدفاع العام |
Hayır o masum olduğunu düşünmüyorum. Ben o kesinlikle bir parçası olduğunu düşünüyorum... | Open Subtitles | .. لا ، لا أعتقد أنها البريئة ، أعتقد أنها بالتأكيد لديها قسم |
Acımasızca gelecek ama bugün burada az bile değerli bir hayatın yitirildiğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | قد تبدو قسوة، لكني لا أعتقد أن حياة ذات قيمة قد فُقِدت اليوم |
Kesinlikle, sırf vajinam var diye kendimi zora sokmayı düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يجب على ذلك لمجرد أن لدي مهبل |
Seni burada görmemin, neden büyük bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum? | Open Subtitles | إذن لماذا لا اعتقد انها صدفة بريئة لرؤيتك هنا ؟ |
Tüm bunların ödemesi için farklı hesaplar kullanmış olabilirler ama ben öyle düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنظري، ربما يستخدمون حسابات مُختلفة لدفع ثمن هذهِ الأشياء لكن لا اعتقد ذلك |
- En kötü olasılığı düşünmüyorum ama ikimizde de var, kimse bizimle olmak istemeyecektir o yüzden evlenelim gitsin. | Open Subtitles | أنا لن أفكر في أسوأ سيناريو، لكن إذا كنا مصابين، لا أحد سيرغب فينا، لذلك يجدر بنا الزواج فحسب. |
Fakat Çin dövüş sanatlarının Japon dövüş sanatlarından daha iyi olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولكنى لا اظن ان فنون القتال الصينية افضل من فنون القتال اليابانية |
İngiltere'ye dönmeyi düşünmüyorum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أخطط للذهاب الى انجلترا مطلقآ |
Ama bu konu hakkında düşünmüyorum, görüyorsun çünkü geçmişte yaşamıyorum. | Open Subtitles | لكنني لم افكر في ذلك لانني لا اعيش في الماضي |
Komutanım, elinizdeki şeyin gerçek değerini tam olarak anladığınızı düşünmüyorum. | Open Subtitles | أيها القائد ، لا أظنك تدرك بالكامل قيمة ماهو بحوزتك. |
Ama gerçekten bir problemim olduğunu düşünmüyorum. Saçma, sen uyuşturucu aldın. | Open Subtitles | ــ لكن لا أظنّ أنّ لديّ مشكلة ــ هراء، لقد تعاطيت المخدرات |
Bayan Hoover, sanırım bir hayvanı kesebileceğimi düşünmüyorum. Bence bu yanlış. | Open Subtitles | آنسة هوفر، لاأعتقد أني قادرة على تشريح حيوان، أظنه أمراً خاطئاً |
Yok daha neler beyler. Alev almayı düşünmüyorum. | Open Subtitles | يا للسماء يا رجل أنا لا أنوي الدخول في النار |
Konuşmaya pek katkı sağlayacağımı da düşünmüyorum. | Open Subtitles | أرغب بالبقاء في الطائرة فلا أظنني سأعني الكثير للمحادثة |
Ben sadece bunun doğru olduğunu düşünmüyorum yani suçsuz bir kızı öldürmek... | Open Subtitles | كنت أظن أنه ليس من الصواب قتل فتاه بريئه |
Bunun fikirle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Bu ortada, sen çekicisin. | Open Subtitles | لا أظنها مسألة وجهة نظر، أمر واضح أنِك جذّابة |
Çoğu zaman düşünmüyorum bile. Hiçbir amacım yok. | Open Subtitles | أغلب الوقت لا أفكّر على الإطلاق، أتسلّى وحسب |