Aşçıyla mönü hakkında konuşurken onu düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت عدم التفكير به عندما ناقشت قائمة الطعام مع الطاهية. |
Sanırım ben bunun hakkında düşünmemeye çalıştım.. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنّي حاولت عدم التفكير بالأمر |
düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت عدم التفكير في ذلك. |
Bugün Bay Knightley'yi düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | اليوم حاولت عدم التفكير بالسيد (نايتلي). |
Bahçede, Harriet'e karşı olan duygularından emin olmak için papatya falı bakarken onu düşünmemeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولت عدم التفكير به في الحديقة حيث أخذت أنتف أوراق زهرة الربيع للتحقق من مشاعره تجاه (هارييت). |