| Bunun ciddi olduğunu ve perhizin işe yarayacağını biliyor, bu yüzden şimdi anlıyor, ancak şimdi böyle yapması gerektiğini farketti. Çünkü düşünmesi gereken kişiler var. Onun Claudia'yı, Vanessa'yı, oğlu Barry'i ve geri kalanları da düşünmesi lazım. | Open Subtitles | وأني أستفدت منه يجب أن يفكر بكلوديا و فينيسا وأبنه بيري |
| Bununla ilişkili değişimler, yönetimin ve gezegendeki yaşamın her alanını liderlerimizin bu ani tehditleri ele alırken düşünmesi gereken derecede temelinden değiştiriyor. | TED | وتعتبر التغيرات المرتبطة بذلك تغيراتٍ طبيعية جدا في الحكم والحياة على الكوكب من حيث الطرق التي يجب أن يفكر بها قادتنا، عندما يفكرون حول هذه التهديدات المباشرة. |
| Başkalarını düşünmesi gereken kişi Steven. | Open Subtitles | ستيفن) من يجب أن يفكر في الآخرين) |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 