Bu yüzden birisi hızlıca bir şeyler düşünsün. | Open Subtitles | بينما كان العالم يوشك على نهايته لذا ليفكر أحدهم بشيء وليكن هذا سريعاً |
Sakin olun, herkes burada ne yaptığımızı bir düşünsün tamam mı? | Open Subtitles | على رسلكم، ليفكر الجميع بما نفعله هنا، إتفقنا؟ |
Foreman'la dalga geçiyorduk. Bizden daha az kazandığını düşünsün diye uğraşıyorduk. | Open Subtitles | كنّا نعبث مع (فورمان)، محاولين جعله يظنّ أنّه يجني أقلّ منّا |
Bırakalım öyle düşünsün, ne olacağını görelim. | Open Subtitles | سنجعله يظنّ ذلك ونرى ما يحدث |
Bu korkunç. Niçin böyle düşünsün ki? Niçin düşünmesin? | Open Subtitles | هذا رهيب لماذا ستظن ذلك؟ |
Yalancı olduğumu düşünsün. | Open Subtitles | هو سيعتقد أنا كذاب. هو يجب أن يكون الآن. |
İnsanların, televizyonda yapılması gereken şeylerin yayınlarda yapmam gereken şeyler olduğunu düşünsün istemiyorum. | Open Subtitles | انا ببساطة لا أريد من الناس ان يفكروا ان ما عليهم ان يفعلوه على التلفاز هو ما يفترض بي ان أفعله في الطباعة. |
- Herkes bir düşünsün. | Open Subtitles | لذا ليفكر الجميع بذلك |
Bırakalım da biraz düşünsün. | Open Subtitles | لنعطيه وقت ليفكر |
- O zaman Klaus neden öyle düşünsün? | Open Subtitles | إذًا، لمَ (كلاوس) يظنّ فيكَ ذلك؟ |
A öldüğünü düşünsün. | Open Subtitles | يظنّ بأنكِ ميّته "A" إجعلي |
Bırak Elijah ne istiyorsa düşünsün. | Open Subtitles | حسنٌ، دع (إيلايجا) يظنّ ما يحلو له. |
- Niye böyle düşünsün? | Open Subtitles | - ولماذا قد يظنّ ذلك؟ |
- Niye fahişe olduğunu düşünsün ki? | Open Subtitles | لم ستظن انك عاهرة؟ |
Başka ne düşünsün ki? | Open Subtitles | ماذا ستظن غير ذلك؟ |
Kesinlikle. Ben teslim olayım ve o da sadece benim olduğumu düşünsün. | Open Subtitles | بالضبط ، و بتسليمى لنفسي سيعتقد أنه أسرنا جميعا |
İnsanlar her şeyi Token'ın yaptığını düşünsün diye her şey burada oldu. | Open Subtitles | كل شيء حدث هنا لذا سيعتقد الجميع ان توكن هو من قام بذلك |
Onlar seni düşünsün, evlat. | Open Subtitles | دعهم يفكروا فيك يا بني |
Bir saniye sessiz dur da büyükler düşünsün. | Open Subtitles | البالغون ممكن أن يفكروا أفكر؟ |