| Tübingen Prensi... kumara çok düşkündü, tıpkı bütün Avrupa saraylarının... centilmenleri gibi. | Open Subtitles | والذي كان لدية إرتباط عظيم "بفرديريك" العظيم كان مولع باللعب بشكل عاطفي كالسادة المحترمين بكل محاكم أوروبا |
| Babam ona çok düşkündü, onu el üstünde tutardı. | Open Subtitles | كان ابي مولع به واحترمه احتراما كبيرا |
| Sana alışmaya başlamıştım ve zavallı babam sana çok düşkündü. | Open Subtitles | ياللأسف , لقد تعودت عليكِ كما أن أبي المسكين كان مولعاً بكِ |
| Gördüğünüz gibi size bir hayli düşkündü Dr. Brennan. | Open Subtitles | كما يمكنكِ إن تري , هو كان مولعاً للغاية بكِ , د. |
| Şu bir gerçek ki kız yeğeninize epey düşkündü. | Open Subtitles | هناك أيضا حقيقة أنّها كانت مولعة جدا بابن أخيك |
| Aslında... Teyzelerimden biri, kürklere aşkla düşkündü. | Open Subtitles | لقد كانت واحدة من عمّاتي هي التي كان لديها شغف حقيقي بالفراء |
| Okyanustaki biricik arkadaşı uçan balıklara çok düşkündü. | Open Subtitles | لقد كان مغرما جدا بالأسماك الطائره " " كان يعتبرهم أصدقاؤه الرئيسيين في المحيط |
| Bana çok düşkündü. | Open Subtitles | لقد كان مولع بي جدا |
| Rosemary'nin sevgilisiydi. Onu kullanıyordu, diyebilirim ama gerçekten Rosemary'e düşkündü, sanırım. | Open Subtitles | لقد كان حبيب (روزماري)، كنت لأصفه بالإستغلالي لكنه مولع بها حقاً، على ما أظن |
| Mako sana düşkündü, değil mi? | Open Subtitles | Mako مولع بك، أليس كذلك؟ |
| Özellikle de Şapşal Gençler adlı cd'ye çok düşkündü. | Open Subtitles | لقد كان مولعاً بالتحديد بأسطوانة لشيء يسمى "الأولاد الحمقى" |
| Kadınlara çok düşkündü. | Open Subtitles | كان مولعاً بالنساء |
| - İçkiye fazlasıyla düşkündü. | Open Subtitles | كان مولعاً بالشرب |
| Sana çok düşkündü. | Open Subtitles | لقد كانت مولعة بك |
| Oraya çok düşkündü ve ben gitmeden önce onunla ilgili mümkün olduğunca çok şey öğrenmek ve görmek istiyorum. | Open Subtitles | تجاه مدرسة (ميغان) الابتدائية؟ كانت مولعة جدا بها، وأود أت أتعلم و أرى بقدر ما أستطيع منها قبل أن أرحل |
| Diane sana çok düşkündü. | Open Subtitles | دايان) كانت مولعة للغاية) بك |
| Aslında, teyzelerimden biri kürklere aşkla düşkündü. | Open Subtitles | كانت واحدة من عمّاتي هي من لديها شغف حقيقي للفراء |
| Aslında... Teyzelerimden biri, kürklere aşkla düşkündü. | Open Subtitles | I كانت واحدة من عمّاتي هي من لديها شغف حقيقي تجاه الفراء |
| Sana epey düşkündü, Grant Ward. | Open Subtitles | (كان مغرما بك، (غرانت وارد |
| 13 yaşından beri bir kıza düşkündü... | Open Subtitles | لقد كان معجباً بتلك الفتاة منذ ان كان في الثالثة عشرة |