Onun da düşleri vardı herhalde, ama bu konuda asla hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | ولا بد أنه كان عنده أحلام, ولكنه لم يفعل شيئا لتحقيقهم. |
Onlar Elly Kedward'ın düşleri! Neden gördüğümü bilmiyorum. | Open Subtitles | إنها أحلام إلى كيدوارد لا أعرف لماذا تأتينى |
O an fark ettim ki, babamın düşleri falan yoktu. | Open Subtitles | أدركت في تلك اللحظة أنه لم يكن لديه أحلام |
Romantik düşleri, aşk gibi saçmalıkları unut. | Open Subtitles | دعك من أحلام اليقظة الرومانسية. الحب والتفاهات الأخرى |
Ama yıllar geçti... onların düşleri hala çok uzakta. | Open Subtitles | ولكن كلما مرت السَنَوات حلمهم ما زالَ بعيداً للأبد. |
Artık düşleri yok onların. Bomboş ve yapayalnızlar. | Open Subtitles | لم يعد لديهم أحلام إنهم فارغون و وحيدون |
Kayıp düşleri arayış. | Open Subtitles | بحثا عن أحلام ضائعة |
Dünya çapında tanınan bir kişi olmadan önce, John Carlton, büyük düşleri olan küçük bir çocuktu. | Open Subtitles | لكن قبل أن يغدو حدث العالم كان (جون كارلتون) فتى صغيراً ذو أحلام كبيرة. |
Büyük düşleri vardı. | Open Subtitles | كان لديه أحلام كبيرة. |
Broadway düşleri kuran, hevesli bir müzisyen olarak o şarkıyı yazmaya talibim. | Open Subtitles | وبصفتي موسيقي طموح (ليس لديه أحلام (برودواي فأنا المطلوب لأكتبها |
- Gündüz düşleri işte... | Open Subtitles | - أوه، أحلام يقظة |
Yaz düşleri | Open Subtitles | أحلام صيفية |
Onun finansal desteği sayesinde çok amaçlı sosyal bilim araştırma merkezi düşleri gerçek oldu. | Open Subtitles | زعيم الذخيرة (ألفار هانسو) الذي جعل دعمه المادي حلمهم و هو تسهيل البحث العلمي الاجتماعي، حقيقة |