Oswald kurbanlık koyun gibi dışarı çıkarıldı... ve bir halk düşmanı olarak temiz bir biçimde bertaraf edildi. | Open Subtitles | عندما أخذ أستعداده تم إحضار أوزوالد مثل أضحية و التخلص منه بشكل مناسب كعدو للشعب |
Bunlar mutluluk düşmanı olarak acısını tespit ve bir sorun olarak keder karşılaşan oldu herkes, | Open Subtitles | لذا عرّفت الحزن كعدو للسعادة وأي شخص يصاب بالحزن يعتبر مشكلة |
- Beni düşmanı olarak gördüğü açık. | Open Subtitles | حسنًا,من الواضح أنه يعتبرني كعدو |
Birleşik Devletler'in düşmanı olarak yakalanıp, işkence ve ölüm ile yüzleşecekler. | Open Subtitles | كأعداء الولايات المتّحدةِ... هم سَيُعذّبونَ حتى يَمُوتوا. |
Dün akşam beşte Post'un ön sayfasında iki masum insanı devlet düşmanı olarak göstermesine cevaben FBI gerçek şüphelilerin resmini yayınladı. | Open Subtitles | البارحة في الخامسة مساءً رداً لمقالة في صفحة ليوم الخميس تم الكشف عن شخصين بريئين بشكل خاطئ كأعداء للدولة قام مكتب التحقيقات الفدرالي بنشر صورهم كمشتبهين حقيقيين |
Eğer karşıdaki... kralın düşmanı olarak görülmüyorsa değildir. | Open Subtitles | ليس اذا بدى الرجل كعدو الملك، عدو صديقك |
Çünkü o Bond ve SPECTRE'nin düşmanı olarak öldürülmesi gerekir. | Open Subtitles | لأنه (بوند) و كعدو لمنظمة (سبكتر). لابد أن يُقتل .... |
Kontrol Al Capone'daydı ve bir numaralı halk düşmanı olarak kendine yer edindi. | Open Subtitles | (آل كابون) هو المسئول وحصل على سمعته كعدو العامة الأول |
Ve şimdi o, ülkenin düşmanı olarak geri dönüyor. | Open Subtitles | و الآن قد عاد كعدو للبلاد |
İşe bakın ki, Ian Sparks güne 1 numaralı halk düşmanı olarak başladı. | Open Subtitles | ومن المفارقات, (ايان سباركس) بدأ صباحه كعدو الشعب الأول |