Apartmanın karşısındaki mağaza dükkanından bir müşteri 911'i aradı ve yarısı yanmış saçlarımla merdivenlerden aşağıya inip anneme olayı anlattım. | TED | أحد الزبائن من متجر مقابل للمبنى إتصل على 911 فهرعت جرياً إلى الأسفل لكي أخبر أني و بنصف شعر محروق |
Seni neşelendirmek için hediyelik eşya dükkanından bir şeyler aldım. | Open Subtitles | إشتريت لك بعض الأشياء من متجر الهدايا لكي ترفع معنوياتك |
Ve içki dükkanından biraz buz birkaç yara bandı ve dondurma alacağım. | Open Subtitles | و.. وبعد ذلك سأحضر بعض الثلج من متجر الخمور وبعض ضمادات الجروح |
...bombacı bu tetikleyiciyi herhangi bir oyuncak dükkanından almış olabilir. | Open Subtitles | ربما قام المفجر بشراء المفجر من اى محل العاب قديم |
Katliamın tetikçisi, bir rehine dükkanından herhangi bir izin gerekmeden silahı almış olmalı. | Open Subtitles | الرجل بالبندقية بالمذبحة كان قادر على شراء سلاح من محل رهونات بدون تصريح |
Demirci dükkanından bile çıkmadım. Şimdi çıkmam gerektiğini hissediyorum. | Open Subtitles | لم أترك دكان الحدادة من قبل وأشعر الآن أن علي تركها |
- Birkaç çocuğa onları Gracie'nin dükkanından çalmaları için para verdim. | Open Subtitles | لقد دفعت لبعض الاشخاص كي يسرقوه من مخزن جراسي |
Bir ay önce, Macy dükkanından sütyen alıyordum. | Open Subtitles | منذ شهر كنت أشترى حمالة صدر من متجر ماسى |
Giles'la yeni ve ileri eğitimim için büyü dükkanından malzeme almaya gideceğiz. | Open Subtitles | جايلز وأنا سنذهب إلى متجر السحر لشراء لوازم , للتدريبات الجديدة |
Onu bir ikinci el dükkanından almıştı. | Open Subtitles | على الأرجح انه حصل عليه من متجر للأشياء المستعملة |
Babam ordu giyim dükkanından aldı. | Open Subtitles | ابتاعه لي أبي من متجر الألبسة الشبه عسكرية |
Üzgünüm, bebeğim. Kostüm dükkanından aldım. | Open Subtitles | آسف حبيبتي أخذته من متجر للأزياء التنكرية |
İnternet'ten veya donanma dükkanından alınabilecek her şeyi aldık. | Open Subtitles | ان كان يمكن شراؤه عبر الانترنت او ايجاده في متجر الجيش و البحرية فقد اشتريناه كلنا |
Dallas'ta bir spor malzemeleri... dükkanından bu sabah 9'da alışveriş yapmış. | Open Subtitles | لقد قامت بعملية شراء في التاسعة صباحا هذا الصباح في متجر سلع رياضية في دالاس |
Herhangi bir elektronik dükkanından cep telefonu dinleme cihazı alabilirsin. Alabilir misin? | Open Subtitles | يمكنك الحصول على معترض لبث الهاتف الخليوي في اي متجر الكترونيات |
En son, bebeğiyle birlikte bir kahve dükkanından çıkarken görülmüş. | Open Subtitles | اخر مرة تمت رؤيتها تغادر محل قهوة مع طفلها الرضيع |
Dostum, o kız polislere donut dükkanından daha çok hizmet vermiştir. | Open Subtitles | هذه الفتاة قد أعطت للشرطيين أكثر مما يعطيه محل كعكة محلاة. |
Çocukken hırdavat dükkanından bir silah çalmıştım ve ben... | Open Subtitles | عندما كنت طفلا سرقت مسدس من محل خردوات معدنية و.. |
Canlı yem dükkanından satın alabileceğin şeylere benzerdi. | Open Subtitles | تبدو وكأنها شيء تشتريه من محل طعم الأسماك |
Hediyelik dükkanından gerçek İsviçre çikolatası. | Open Subtitles | لكن الشوكولاته السويسرية الجيدة من دكان الهدايا |
Ordu dükkanından alınma asker azığı. | Open Subtitles | إنه الفائض من من حصص العسكرية في مخزن الجيش |
Görünen o ki Grunfeld dükkanından nadiren uzaklaşmış. | Open Subtitles | يبدو أن جارنفيلد بالكاد غادر متجره |
Bir şey değil. İçki dükkanından aldım. | Open Subtitles | ليست أمراً جللاً، لقد كانت بمتجر للمشروبات الكحولية |
Eski bir tüfek. Bunu özel bir silah dükkanından almış olmalı. | Open Subtitles | بندقيّة قديمة، لا بدّ أنّه اشتراها من محلّ أسلحة مميّز. |
Queens'deki özel yapım ürünler satan bir deri dükkanından. | Open Subtitles | إنّها مصنوعة يدوياً لمتجر يدبغ الجلود في (كوينز). |
Yerel bir silah dükkanından bir parti alınmış. | Open Subtitles | . وتعقبتها حتى وصلت للدفعة التي تعود لمحل أسلحة محلي |
Kahrolası hırdavat dükkanından beni yaka paça kovarken... bunu beklemiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أظن أنه بعد أن طردتني من متجرك للخردوات لم تتوقع حدوث ذلك، أليس كذلك؟ |
Aptal dükkânından aradılar, senden kalmamış." | Open Subtitles | "حقاً؟ ومتجر الحمقى اتصل. لقد نفدتَ من عندهم." |