Bu uzun bir süre. Ama Dünya'daki yaşamı devam ettirmeye yetecek kadar uzun değil. | Open Subtitles | إنها فترة طويلة لكنها ليست كافية لإستمرار الحياة على الأرض |
Ayrıca Dünya'daki yaşamı sürdürmek için de çok önemlidir. | Open Subtitles | هذا هام أيضاً للحفاظ على الحياة على الأرض. |
Dünya'daki yaşamı yerle bir eden beş kitlesel yok oluş. | Open Subtitles | خمس إنقراضات ضخمة دمرت الحياة على الأرض. |
Astronotlar,uzay araçları ve keşif için sürekli teknoloji geliştirdiğimizden bu yenilikleri Dünya'daki yaşamı geliştirmek için de kullanabiliriz. | TED | في كثير من الأحيان، ونحن نطور التقنيات لرواد الفضاء والاستكشاف أو للمركبات الفضائية، يمكننا أيضا نقل تلك الاختراعات لتحسين الحياة على الأرض. |
Güneş'te yeterince uzun süre yanarak Dünya'daki yaşamı milyarlarca yıl devam ettirmeye muktedir bildiğimiz tek yakıt budur. | Open Subtitles | ذلك الوقود الذى نعلم أنها تعمل به والذى يستطيع أن يُحيى الأرض فترة كافية من الزمان وإبقاء الحياة على الأرض لمليارات السنين |
Gezegenimizin yüzeyini kavurup Dünya'daki yaşamı ortadan kaldıracak. | Open Subtitles | وتحرق سطح كوكبنا وتدمر الحياة على الأرض |