Dünya'nın dört bir yanındaki laboratuarlar kendi analizlerini yapmak için kaya örnekleri istedi. | Open Subtitles | طلبت المختبرات في جميع أنحاء العالم عينات من الحجر لإجراء تحليلاتها الخاصة |
Ülker çağlar boyunca Dünya'nın dört bir yanında göz testi olarak kullanıldı. | Open Subtitles | ولعصور مضت كان عنقود الثريا يستخدم كفحص للنظر للناس في جميع أنحاء العالم |
Dört kişilik komando ekibi yaklaşık sekiz yıldır birlikte Dünya'nın dört bir yanında düzinelerce göreve gidip tek bir adam bile kaybetmedi. | Open Subtitles | فرقة المغاوير الرابعة تعمل معاً لمدة ثمانية سنوات بمهام كثيرة في جميع أنحاء العالم ولم يخسروا رجل. |
Bunların hepsi Gelişmiş Dünya'nın dört bir yanında oluyor, büyük ihtimalle doğal ortamların kaybı nedeniyle, ama aynı zamanda şehirlerimiz artık eskiye göre biraz daha yaşanılabilir olduğu için. | TED | ذلك يحدث في جميع أنحاء العالم المتقدم، ربما لفقدان المواطن الطبيعية، ولكن أيضا لأن مدننا ملائمة للعيش أكثر قليلا مما كانت حيث تعيش. |
Hiçbir şey değişmezse Dünya'nın dört bir yanından daha fazla insanın öne çıkacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه إذا لم يتغير شيء، - - ثم المزيد والمزيد من الناس في جميع أنحاء العالم المضي قدما. |