ama Dünyadaki bütün insanlar birilerinin en adil yargıyı uyguladığının farkına vardı bile. | Open Subtitles | لكن الناس في جميع أنحاء العالم يشعروا بأن شخص ما ينفذ الحكم العادل عليهم |
Dünyadaki bütün insanlar üzerinize bahis yapıyorlar. | Open Subtitles | الناس في جميع أنحاء العالم يراهنون عليكم |
Bu fotoğraflar Dünyadaki bütün gazetelerin ön sayfasında yayınlanacak. | Open Subtitles | هذه الصور ستكون على الصفحات الأمامية في جميع أنحاء العالم |
Dünyadaki bütün genç insanlar Tanrı'nın onlara ta doğumlarında bahşettiği en büyük lütuf olan gözlerindeki huzur ve saflıktan mahrum kalıyorlar. | Open Subtitles | الشباب في جميع أنحاء العالم يحرمون أنفسهم من أعظم هدية التي انعم عليهم الرب عند ولادتهم |
Dünyadaki bütün yetimlerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره جميع اليتامى في جميع أنحاء العالم |
Binlerce olmasa da yüzlerce kuruma ve araştırmacılara fon sağlıyoruz ve buna yakın zamanda baktığımızda, fark ettik ki bu kurumlar arasında bile hem ulusal boyutta, hem küresel olarak bir işbirliği eksikliği var ve bu sadece prostat kanserine özel değil. Bu Dünyadaki bütün kanser kuruluşlarıyla ilgili. | TED | نمول ، فعليا ، المئات إن لم يكن الآلاف من المنظمات و مراكز البحث حول العالم ، وحين ننظر إلى هذا مؤخرا ، ندرك بأن هناك نقص حقيقي في التعاون حتى بين المؤسسات ، محليا ، و عالميا ، و هذا ليس أمر محصور بسرطان البروستات . إنما هذه أبحاث للسرطان في جميع أنحاء العالم |