Hanımlar, Cheerios seçmelerindeki başarının sırrı gaddar bir Dürüstlükle yapılmasıdır. | Open Subtitles | آنساتي المفتاح للنجاح في اختبارات التشجيع هو الصدق بطريقة وحشية |
Dürüstlükle neyi kastettiğini biliyorum. | Open Subtitles | اعلـم بـ ماذا تقصديـن عن الصدق |
Ölürümde çakma giymem, ve bu gece gerçektende Dürüstlükle ilgili, o halde belki Nelly'nin yanına oturur, ona bütün içten bütün içten düşüncelerimi söylerim. | Open Subtitles | وان كانت الليلة بشأن الصدق اذاً ربما علي الجلوس بجانب (نيلي) لأُعطيها كل آرائي الحقيقية |
Gerçekten en iyi gazetecilik uygulamalarını izlemeli ve bu güçlü hikâyelerin Dürüstlükle geliştirildiğine emin olmalıyım. | TED | يتوجب على أن أمتثل بشدة لأفضل الممارسات الصحفية وأن أتأكد من أن هذه القصص المؤثرة تم إنتاجها بنزاهة. |
Hepiniz bu sınavdan iyi notlar aldınız ve bunu biraz olsun Dürüstlükle yapabilenlerinizi kutlamak istiyorum. | Open Subtitles | لقد أحسنتم جميعا فى هذا الإمتحان وأحب أن أهنئ الذين تمكنو من النجاح بنزاهة |
Sahtekarlığın, hilekarlığın, fesadın doğru ve Dürüstlükle karıştığı bir yeri. | Open Subtitles | ...حيث الإحتيال، والخداع والمراوغة تختلط بالحقيقة والصدق |
Bu arkadaşlar arasında Dürüstlükle ilgili. | Open Subtitles | إنه بشأن الصدق بين الأصدقاء |
(Gülüşmeler) Ama tüm bunları bir araya koyduğunuzda: Hoş bir esprinin tutulmasını ve yayılmasını güçlü, can alıcı ve doğruluk, Dürüstlükle işlenmiş bir sözle sağladığınızda, konuşmayı değiştirmede gerçek hayat etkisi yaratabilir. | TED | (ضحك) لكن بوضع جميع هذه العناصر معا -- عند إضفاء ذلك السحر الفيروسي على النكتة الجيدة ذات النهاية القوية التي تَنْهَلُ من الصدق والنزاهة، يمكن أن يكون لها تأثير عالمي حقيقي لتغيير حوار ما. |
Dürüstlükle ilgili heyecan verici bir şey var. | Open Subtitles | ثمّة أمر مثير في الصدق... |
Dürüstlükle ilgiliydi. | Open Subtitles | كانت عن الصدق |
isimi simdiye kadar Dürüstlükle yaptim. | Open Subtitles | لقد قمت بعملي بنزاهة |