| Hiç değilse bir şeyi söylerken dürüsttüm: | Open Subtitles | على الأقل كنت صادق حيال أمر واحد |
| Ona tamamen dürüsttüm. | Open Subtitles | كنت صادق جداً معها. |
| Öyle göründüğünü biliyorum ama birkaç ay önce kasabaya saldıran o serseriler konusunda dürüsttüm. | Open Subtitles | أعلم أن الأمر يبدو كذلك، ولكنني كنت صادقًا بشأن قطاع الطرق الذين هاجموا القرية قبل شهرين |
| Ben her zaman dürüsttüm, ...bu evlilik boyunca. | Open Subtitles | لقد كنت صادقًا في كل يوم من.. من هذا.. زواجي |
| Ben sana karşı dürüsttüm ve sen yüzüme karşı yalan söyledin. | Open Subtitles | كنـُـت صادقاً معكِ وأنتِ كنـُـتِ تكذبين أمامي وفي وجهي |
| Hayır. O konuda dürüsttüm. | Open Subtitles | كلا، لقد كنتُ صادقاً معكِ حيال هذا |
| Başkanım, size karşı o zaman da dürüsttüm, şimdi de dürüst olacağım. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، كنتُ صادقة معك حينها وسأكون صادقة معك الآن |
| - Sana karşı hep dürüsttüm. | Open Subtitles | دوماً كنتُ صادقة معك |
| Sevgilime, eşine karşı tamamen dürüsttüm. | Open Subtitles | لقد كنت صادقًا مع خليلتي /زوجتك |
| Çünkü ben dürüstce davranıyordum... Evet belki de çok dürüsttüm. | Open Subtitles | ربما لأنني كنت صادقًا تماما |
| - Cidden mi? - Her şeyde dürüsttüm. | Open Subtitles | -أجل ، لقد كنتُ صادقاً معكِ في كل شئ |