ويكيبيديا

    "dürbünle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • المنظار
        
    • بمنظار
        
    • بالمنظار
        
    • مناظير
        
    • منظار
        
    • منظارك
        
    Belki dürbünle bir kez daha bakarsam iyi bir şeyler görürüm. Open Subtitles ربما لو نظرت مرة أخرى عبر هذا المنظار فسأرى شيئا أفضل
    Ama bunu şu elindeki dürbünle yapmak ve gördüğün her küçük şey hakkında vahşice yorumlarda bulunmak bir hastalıktır. Open Subtitles ولكن فعل ذلك بهذة الطريقة ومعك المنظار وتكوين أفكار غريبة عن كل شىء تشاهدة , فعل مريض
    Süpernova aramak kalabalık bir futbol stadını belirli bir süre içinde fotoğraf çekmekte olan birini yakalama umuduyla dürbünle taramaya benzer. Open Subtitles فالبحث عن سوبرنوفا هو مثل البحث بمنظار فى إستاد كرة قدم ممتلىء على آخره عن الشخص الذى يلتقط صورة فوتوجرافيه
    dürbünle bir şey görmek istiyorsan... pencereler arasında gezinmeyeceksin. Open Subtitles إن كنت تريد رؤية شيئ بالمنظار فليس بمقدورك التنقّل بين النّوافذ
    Ve duvarın karşı tarafında, binalardan sarkarak dürbünle gözetleme yapan Doğu Alman askerlerine baktım onlar da direkt bana bakıyorlardı ve sonra, şöyle düşündüm... Open Subtitles ولمحت جنود شرقيين عند احد الابنية في الجانب الاخر ومعهم مناظير ويحدقون بي
    Ben seni daha çok çalıların içinde dürbünle takılan bir tip olarak düşünüyorum. Open Subtitles لا، أراك أكثر كالرجل المسجون بين الأسيجة ومعك منظار
    İnsanları romantikleştirip durma ve oturup o dürbünle ucube gibi onları izle. Open Subtitles لا تتصرفي برومانسية تجاه غباء البشر و تشاهدين عبر منظارك
    Ama bunu şu elindeki dürbünle yapmak ve gördüğün her küçük şey hakkında vahşice yorumlarda bulunmak bir hastalıktır. Open Subtitles ولكن فعل ذلك بهذة الطريقة ومعك المنظار وتكوين أفكار غريبة عن كل شىء تشاهدة , فعل مريض
    Onu bir daha zor görürsün dürbünle bile. Open Subtitles أنت لست قريباً من رؤيته مجدداً. حتى مع هذا المنظار.
    İşte bu dürbünle onları bulup bastı kurşunu. Open Subtitles كان يصطادهم واحداً واحداً بهذا المنظار ومن ثم كان يقتنصهم
    Saatlerce birbirlerine dürbünle bakınıyorlarmış. Open Subtitles مضوا يحدقون في بعضهم البعض لساعات عبر المنظار
    dürbünle etrafı gözetliyordum ve senin odada durduğunu sandım. Open Subtitles بينماكنت أنظر , في المنظار المكبر, وبدا كما لو كنت واقفه في الغرفة.
    Bak, bölgede değildim, ama dürbünle gözetlerken, o gömü yerinde bir şeyler olduğunu gördüm. Open Subtitles اسمع، لم أكن على المحميّة ، لكنّي، كنت أشاهد من خلال المنظار . و رأيت شيئاً يجري بموقع حرق الجنائز
    Gizli hayranın, seni gelişmiş bir dürbünle uzaktan seyreden bir sapık olabilir. Open Subtitles يمكن أن يكون معجباً سريّاً أو منحرفاً يراقبكِ من بعيد بمنظار
    Key West'deki en yüksek çıkıntıya dürbünle çıksam senin kadar bilgim olurdu. Open Subtitles صح أو خطأ إذا كنت على أرض مرتفعة في (كي ويست) الآن بمنظار جيد هل سأكون بنفس القدر من الإطلاع كما أنا حاليا؟
    Ve bunu biliyorum çünkü eve seni ben getiriyorum, dürbünle sana ve bakmamam gereken diğer her şeye bakıyorum. Open Subtitles و يمكننى معرفة ذلك لأني أحضرتك إلى منزلك و شاهدتك بالمنظار و كل شئ آخر كان لا ينبغى أن أفعله
    İkinizden biri, dürbünle ardımızı gözlesin. Open Subtitles أحدكما يجب أن يرصد المؤخرة بالمنظار الألماني
    Arlington'daki cenaze törenine, birkaç yüz metre öteden dürbünle izleyerek katıldım. Open Subtitles حضرتُ جنازته في "أرلنغتون" من خلال مناظير بعيدة بألف ياردة
    Güçlü bir dürbünle güvenli bir mesafeden çevreyi gözleyebilirdi. Open Subtitles منظار قوى سيسمح له ملاحظتها من مسافة آمنة
    dürbünle bile camın arkasını göremezdi. Open Subtitles أوقفت سيارتي في الظلام لم يستطع أن يرى خلال الزجاج حتى مع منظار
    Hayır değil. dürbünle bak. Open Subtitles لا، الأمر ليس كذلك شاهد من خلال منظارك.
    dürbünle etrafa, bir bak. Open Subtitles ألقي نظرة خلال منظارك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد