Eğer çıkış noktalarını tespit edebilirsek belki de aberasyonları daha gerçekleşmeden düzeltebiliriz. | Open Subtitles | إن توصلنا لوسيلة تكشف مصدرهم فربما يتسنى لنا إصلاح الانحرافات قبل حدوثها. |
Üzerine eğilmemiz gereken en kritik iki soru şu; kapitalizmi nasıl ekonomik büyümeyi sağlamaya ve aynı zamanda toplumsal sorunları çözmeye yardım edecek şekilde düzeltebiliriz. | TED | السؤالان الحرجان حقا والتي يجب معالجتها هما، كيف يمكننا إصلاح الرأسمالية بهدف خلق نوع من النمو الإقتصادي وفي نفس الوقت المساعدة على معالجة القضايا الإقتصادية. |
İşte bu yüzden senin buna karışmanı istemedim ama bunu düzeltebiliriz. - Kitty'nin istekleri nelerdi? | Open Subtitles | لهذا لم أردك أن تتورط ولكن يمكننا إصلاح ذلك |
Umarım haksızlık olduğu ortada olan bu şeyi düzeltebiliriz. | Open Subtitles | أتمنى بالفعل أن نتمكن من تصحيح ما يبدو أنه ظلم عظيم |
Bunu ülkemizde tekrarlayarak düzeltebiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا إصلاحه بواسطة إعادة فعله في بلادنا. |
Bir komplikasyon gerçekleşti. düzeltebiliriz. | Open Subtitles | أسمع , كان هناك تعقيدات يمكننا اصلاح ذلك |
Yani tüm bunlar bittiğinde umarım bu olanları düzeltebiliriz. | Open Subtitles | .عندانتهاءكلهذا. أتمنى أن نصلح الأمور بيننا |
Çok uzun zamandır beraber iş yapıyoruz. Bu şeyi düzeltebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | نحن نعمل منذ مدة طويلة يمكننا إصلاح هذا، حسناً؟ |
Çok uzun zamandır beraber iş yapıyoruz. Bu şeyi düzeltebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | نحن نعمل منذ مدة طويلة يمكننا إصلاح هذا، حسناً؟ |
Eğer zamandaki doğru noktayı bulursak her şeyi düzeltebiliriz. | Open Subtitles | إن وجدنا نقطة الزمن الصحيحة، يمكننا إصلاح كل شيء |
Ama böyle olması gerekmiyor. Bunu düzeltebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | ولكن ، لا يجب أن يكون بهذه الطريقة يمكننا إصلاح هذا الأمر ، صحيح؟ |
Neyse ki, biz senin adına bir nişan partisi düzenlemek için buradayız, belki bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | حسن ، لحسن الحظ أننا جئنا كي نقيم لك ِ حفلة خطوبة ، لذا قد نستطيع إصلاح ذلك |
- Hayır, bunu kendimiz düzeltebiliriz. | Open Subtitles | لا، لا، أظن أن بإمكاننا إصلاح هذا بأنفسنا. |
Ama Amon sayesinde her şeyi düzeltebiliriz. Birlikte kusursuz bir dünya inşa edebiliriz. | Open Subtitles | ولكن مع آمون يمكننا إصلاح هذا يمكننا صنع عالم جديد ممتاز |
düzeltebiliriz di mi ? | Open Subtitles | أتعتقد أنه بوسعنا إصلاح ذلك ؟ سنستطيع أن نصلحه, صحيح ؟ |
Çünkü hatalı olduğumuz için şanslıyızdır, çünkü durumu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | أنتَ محظوظ لو كان الخطأ خطأك لأن بإمكانك تصحيح الموقف |
Sana bağırmamalıydım. Bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | لم يكن من المفروض ان اصرخ عليك يمكننا تصحيح ذلك |
Hahn'a ne olduysa, kesinlikle bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | مهما كان سبب رحيلها، ففي الإمكانِ إصلاحه |
Bak, burada her ne oluyorsa bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | أصغِ.. مهما كان ما يحدث هنا فبوسعنا إصلاحه |
Bunu düzeltebiliriz değil mi Kabil? | Open Subtitles | نستطيع اصلاح هذا الامر , اليس كذلك قابيل؟ |
Ama pazartesiden önce nasıl düzeltebiliriz ki? | Open Subtitles | لكن كيف علينا أن نصلح الأشياء قبل يوم الأثنين ؟ |
Her ne yaptıysam bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | مهما فعت بالامكان اصلاحه |
Bunu düzeltebiliriz. Söz veryiroum. Başlaycağımız yeri biliyorum sanırım. | Open Subtitles | سنصلح الأمر أعدك أعتقد أني أعلم من أين أبدأ |
Biz bunu düzeltebiliriz. | Open Subtitles | ثقي بنا بأمكاننا أن نصحح الأمور |
Çok geç değil. Her şeyi düzeltebiliriz. | Open Subtitles | إذا لم يفت الآوان نستطيع أن نُصلح كل شئ. |