Çoğunluğun olduğu bu yerleri bulun ve düzeltebildiğinizi düzeltin, hâlâ düzeltilmesi gereken yerleri düzeltin. | TED | ابحثوا عن الأماكن التي تجدون فيها هذه الأمور، وأصلحوها ما أمكنكم. أصلحوا ما هو بحاجة للإصلاح فيها. |
Amerikan Halkının düzeltilmesi lazım. | Open Subtitles | أنا بخير. أنا أحبك. الجمهور الأمريكي بحاجة للإصلاح. |
Çünkü ne de olsa açığın tek amacı, varlığının tek sebebi yanlışı doğruya çevirebilmek için sana yardım eden düzeltilmesi gereken bir hata olmasıdır. | Open Subtitles | لأنه في النهاية، الخطأ هو فقط غاية لأنه السبب الوحيد لبقائك ،هو أنك تكون خطأ يحتاج للإصلاح |
Moran çocuğu, düzeltilmesi gereken bir sorunmuş gibi duruyor. | Open Subtitles | هذا الفتى موران يسبب لنا المشاكل هذا يحتاج إلى تصحيح |
Bence bazı yanlışların düzeltilmesi gerek. | Open Subtitles | انا بحاجه إلى تصحيح بعض الأخطاء علي اي حال |
İleriye gitmenin yolunu bulacağım bir şirket bu yani yanlış bir şey varsa bunu hemen düzeltilmesi gereken kötü bir şey olarak görmem. | Open Subtitles | إنها شركة سوف أتولى إدارتها من الآن ، فإذا كان هناك أمر خاطيء فلا أرى أنه من السيء إصلاحه فوراً |
Gördün mü, her zaman birşeyleri düzelttim, düzeltilmesi gerekenler bitmedi. | Open Subtitles | فكلما أصلحت شيئاً أجد شيئاً آخر يجب إصلاحه |
düzeltilmesi mümkün olmayan bir şeyi düzeltmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنّك تحاول تصحيح شيء لا يمكن تصحيحه. |
Siz onun düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تظن أنها تحتاج للاصلاح,صحيح؟ |
Tüm olası güvenlik açıklarının tespit edilmesi ve düzeltilmesi gerek yoksa tek bir İHA bile tekrar hizmete giremez anlaşıldı mı? | Open Subtitles | يجب أن يُحدد ويُتعامل مع أيّ إختراق مُحتمل قبل أن تُعاد أيّ طائرة آلية للخدمة، مفهوم؟ |
Çünkü ne de olsa açığın tek amacı, varlığının tek sebebi yanlışı doğruya çevirebilmek için sana yardım eden düzeltilmesi gereken bir hata olmasıdır. | Open Subtitles | لأنه في النهاية، الخطأ هو فقط غاية لأنه السبب الوحيد لبقائك ،هو أنك تكون خطأ يحتاج للإصلاح |
Ödememesinin sebebi evde ısıtma sorunu bulunması ve kış boyunca bir camın kırık olması ki düzeltilmesi için defalarca istekte bulunuldu. | Open Subtitles | وسببُ عدمِ بيعها لأن لمْ يكن لديها التدفئة ،وكانت النافذة مكسورة طوالَ الشتاء .بالرغم من الطلبات المتكررة للإصلاح |
Dünyada düzeltilmesi gereken tüm kötü şeyleri görmeye başladın. | Open Subtitles | السيئة في العالم والتي تحتاج للإصلاح |
düzeltilmesi gereken ben değilim. | Open Subtitles | انا لست من يحتاج للإصلاح |
Babanın düzeltilmesi lazım. | Open Subtitles | إذاً؟ الأب بحاجة للإصلاح |
Bu gafletin affedilecek ama Bayan Hollis'in durumunun düzeltilmesi şartıyla. | Open Subtitles | سنتجاوز عن غفلتك، لكن يجب تصحيح أمر الآنسة (هوليس). |
Çünkü acı bazen... bir lütuftur bize neyin düzeltilmesi gerektiğini ve neyin iyileşmeye ihtiyacı olduğunu söyleyen. | Open Subtitles | لان الألم أحياناً هو هبة تطلعنا على ما يتوجب إصلاحه وما يحتاج للاستشفاء |
düzeltilmesi gereken sorunlar değiliz. | Open Subtitles | لسنا خلل أو عُطل ليتِمّ إصلاحه |
düzeltilmesi gereken çok büyük bir haksızlık var. | Open Subtitles | . هنلك ظلم فادح يجب تصحيحه |