Eric bin yılını düzenbazlık yaparak geçirdi. | Open Subtitles | إيريك عاش آلاف السنوات يتدرّب على الخداع |
Senin peşindeyken düzenbazlık yaparken, kim olduğumu biliyordum, artık bilmiyorum. | Open Subtitles | تعلمين ، عندما كنت أطاردكِ وكل شيءٍ نقوم به من الخداع ، كنت أعرف من أنا ولكن ليس بعد الآن |
düzenbazlık katalogunuza eklenecek acımasız bir yalandı bu. | Open Subtitles | كذبة اخرى قاسية لتضيفيه الى كتابك من الخداع |
Biliyorsun, bu aralarındaki en büyük düzenbazlık. | Open Subtitles | أتعلم أنه أكبر إحتيال بينهم |
Aslında teknik olarak bir düzenbazlık. | Open Subtitles | حسناً، تقنياً، إنه يعد إحتيال |
Sahiden o derece bir düzenbazlık yapabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | أنت حقا تعتقد أنه قادر على الخداع على هذا المستوى ؟ |
düzenbazlık ve tanrısallık. Bunu her zaman söyler. | Open Subtitles | الخداع واللاهوت إنهيقولذلكعلى الدوام. |
Hapishanede yargıç ile konuştum, bana geçmişinizi anlattı, hırsızlık, saldırganlık, düzenbazlık, adam kaçırma... | Open Subtitles | في السجن تحدثت مع القاضي و هو أعطاني تواريخك الأخيرة السرقة, الخداع, التلاعب - صحيح - تختار جيبا و عاهرة شوارع؟ |
"Evrensel düzenbazlık zamanlarında doğruyu söylemek, devrim niteliğinde bir harekettir." | Open Subtitles | "في زمنٍ يعمّ الخداع فيه أرجاء الكون، يُصبح قول الحقيقة هو الثّورة بعينها." |
Bu düzenbazlık dansı bitmeli artık. | Open Subtitles | رقصة الخداع هذه يجب ان تنتهى |
Seçeneklerimiz sadece kanun ya da düzenbazlık değil, Neal. | Open Subtitles | القانون أو الخداع ليست الخيارات الوحيدة المتاحة فقط يا (نيل) |
Nefesin doğranmış havuç ve düzenbazlık kokuyor! | Open Subtitles | إن أنفاسكَ تعبق بالجزر و الخداع! |
Nefesin doğranmış havuç ve düzenbazlık kokuyor! | Open Subtitles | يفوح منك رائحة الخداع والغدر |
Uzun bir düzenbazlık gecesine hazırlanın. | Open Subtitles | لنتجهز لليلة طويلة من الخداع |
Bu bir düzenbazlık değil! | Open Subtitles | إنه ليس إحتيال! |