Gerçekten basit şeyler Seveceği bir eş, düzgün bir iş, ondan hoşlanan ve saygı duyan arkadaşlar ve komşular. | Open Subtitles | إنها أشياء بسيطة في الحقيقة زوجة يحبها عمل محترم |
Hani, hâlâ yakışıklı olabilir, ...ama bu onu düzgün bir iş sahibi yapmayacak. | Open Subtitles | تعرفين، لا يزال يبدو جيّداً ولكن هذا لن ينفعه بالحصول على عمل محترم! |
Bu ekonomide düzgün bir iş bulmak ne kadar zor biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرفين كم صعب إيجاد عمل محترم بهذا الإقتصاد ؟ |
Senin geçmişine ve içeride geçirdiğin zamana bakarak kim sana düzgün bir iş teklifi sunar? | Open Subtitles | نظراً لسجلك الأجرامى والوقت الذى قضيته هنا من الذى سيعرض عليك عمل لائق ؟ |
Artık ben bile gidip düzgün bir iş yapabilirim. | Open Subtitles | أجل ، حتى أنا قد أخرج بحثا عن عمل لائق |
Sung Hoon düzgün bir iş bulabilmek için çok uğraştı. | Open Subtitles | سونغ هوون)، حاول جاهداً للحصول على عمل محترم |