Bunu da 87 milyon insanın Facebook profillerini yasa dışı bir şekilde kullanarak yaptı. | TED | وكانوا يقوموا بذلك بطريقة غير مشروعة بجمع ملفات شخصية لـ 87 مليون شخص على الفيسبوك. |
İkimizin de sevdiği biri olağan dışı bir şekilde elimizden alındı. | Open Subtitles | كل منا يملك شخص يحبه انتزع منا بطريقة غير طبيعية |
Eğer bizim ayılarımızı vuruyorsa bunu yasa dışı bir şekilde yapıyor. | Open Subtitles | إذا كان يطلق النار على الدببه التى لدينا, فإنه يفعل ذلك بطريقة غير مشروعه. |
Bu, yayın yasağı için iyi bir gerekçe olurdu ama ortada kasetin yasa dışı bir şekilde elde edildiğine dair hiçbir kanıt olmadığı için zehirli bir meyve de yok. | Open Subtitles | حصل عليه بطريقة غير قانونية مما يشكل ضرورة لأخد تدابير احترازية سيدي القاضي |
Lütfen. Başlangıçta da, Judith bize sıra dışı bir şekilde geldi. Genelde biri hakkında bir şey duyup o kişiyi arardık. | Open Subtitles | حسناً بالنسبة للمبتدئين جوديث أتت الينا بطريقة غير طبيعية أغلب الأحيان نحن نتعلم من شخص ما ونطبقهاعلى شخص آخر |
Ve onu yasa dışı bir şekilde, suç mahaline yerleştirdiniz. | Open Subtitles | ووضعتموه بطريقة غير شرعية في موقع الجريمة |
Jürinin küçümsemesini göz ardı ederek Truth, Alabama'da yasa dışı bir şekilde bir köle sahibine satılan beş yaşındaki oğlu Peter'ın velayeti için savaşmaya geldiğini söyledi. | TED | متجاهلة ازدراء المحكمة، قالت تروث أنها أتت لتحارب من أجل حضانة ابنها بيتر ذو الخمس سنوات، والذي بيع بطريقة غير مشروعة إلى مُستعبِد في ألاباما. |