Ama yabanıl dış gezegenler bu kadar aydınlanmamışlardı ve Birlik'in kontrolünü kabul etmediler. | Open Subtitles | كانت الكواكب الخارجية المتوحشة خارج هذا الإطار و رفضت سيطرة الحلفاء |
Ve henüz bu dış gezegenler bizimkine hiç benzemiyor. | Open Subtitles | لكن تبدو تلك الكواكب الخارجية مختلفة عن كوكبنا |
Bugün huzurunuzda kendimi öyle nitelendirmekten gurur duysam bile dış gezegenler İttifakı'nın bir üyesi olarak değil sistemde yaşayan bir sakin olarak bulunuyorum. | Open Subtitles | أقف أمامكم اليوم ليس كعضواً في تحالف الكواكب الخارجية على الرغم من إفتخاري بأنني فرداً منهم |
dış gezegenler hakkında düşünmeye başladığında karşılaştığın itiraz beni çok etkiledi. Bilimsel topluluklarca dış gezegenlerin varlığına ilişkin aşırı kuşkucu bir tavır vardı ve onlara yanıldıklarını gösterdin. | TED | لذلك أنا مندهشة حقا من فكرة في حياتك المهنية والمعارضة التي واجهتها عندما بدأت التفكير في الكواكب الخارجية هناك تشكيك مبالغ فيه داخل المجتمع العلمي أنها موجودة وأنت أثبتِ خطأهم |
Ona, James Webb Uzay Teleskobu ismi verildi ve 2018'de faaliyete geçecek. Yapacağımız şey bu, Yerleşik olmayan dış gezegenler dediğimiz özel türden gezegenleri inceleyeceğiz ve bu küçük gezegenlerdeki yaşanabilirliği belirten gazları incelemedeki ilk şansımız olacak. | TED | وأطلقنا عليه اسم تلسكوب الفضاء "جيمس ويب" وسيتم إطلاقه في 2018 وهذا ما سنفعله سنوجهه نجو نوع مميز من الكواكب يسمى الكواكب الخارجية العابرة والتي ستكون أول صورة لنا في دراسة الكواكب الصغيرة للغازات التي قد تدل على أن الكوكب صالح للسكن |
Ancak Mars ya da sıcak Jüpiter benzeri dış gezegenler hakkında öğrendikçe atmosferik kaçış gibi bize gezegenimiz Dünya hakkında daha çok bilgi veren şeyler buluyoruz. | TED | ولكن بينما نعرف عن (المريخ) أو الكواكب الخارجية مثل (المشترى) الساخن، نجد أشياء مثل هروب الغلاف الجوي والتي تخبرنا بالكثيرعن كوكبنا، كوكب (الأرض). |