dışarı çıkıp bir tanesini yakalamak istediğimde hastalıklı olabileceklerini söylediler. | Open Subtitles | ,أردت الخروج و الإمساك بواحد ,لكنهم قالوا أنهم يحملون أمراضا |
Çok pissin. dışarı çıkıp çabuk temizlen, 5 dakika içinde masada ol. | Open Subtitles | أذهب للخارج ونظف نفسك وأغسل يديك، العشاء سيجهز خلال 5 دقائق |
Her gün dışarı çıkıp yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak, bu iş sayesindedir. Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin emin ellerde olduğunu biliriz. | TED | إذ سمح لنا أن نخرج ونتمّ أعمالنا في الحياة كل يوم، ونحن ندري أن أثمن ما في حياتنا في أياد أمينة. |
Neden dışarı çıkıp, tekrar bana lanet koleksiyon defterini göstermiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تخرجين ويمكنك ان تريني سجلك القصاصات اللعين مجدداَ |
İstersen dışarı çıkıp temiz hava al. | Open Subtitles | بإمكانك أن تخرج و تستنشق . بعض الهواء النقي إذا كنتَ ترغب بذلك |
dışarı çıkıp sigara almalıyım biraz hava almış olurum. | Open Subtitles | .. سأذهب للخارج و أحضر بعض السجائر أحصل على بعض الهواء .. سأعود مباشرة .. |
Burada tıkılıp kalmaktan usandım! dışarı çıkıp ortalığı toparlamak istiyorum! | Open Subtitles | لقد مللت من البقاء في هذا الشيء أريد أن أخرج و أرتب |
dışarı çıkıp bisikletine bakmamı ve parça değişimi gerekip gerekmediğini söylememi rica etti. | Open Subtitles | أراد أن يعلم إذا كنت أستطيع أن أخرج معه وألقي نظرة على دراجته |
dışarı çıkıp ben taksiye binene kadar bekleyebilir misiniz? | Open Subtitles | إذا أمكنك مرافقتي إلى الخارج حتى أركب سيارة أجرة |
dışarı çıkıp biraz temiz hava almanız gerekli. | Open Subtitles | من المهم أن تخرجوا وتستنشقوا الهواء النقي مرتين باليوم. |
Sonra ben ve Cheswick bahçeden dışarı çıkıp... kente gideceğiz, bir barda oturup kafaları çekip... maçı seyredeceğiz. | Open Subtitles | و انا و شيزويك سوف نخرج عبر الفتحة الي وسط المدينة,نجلس في الحانة و نبلل شفاهنا ونشاهد المباراة |
dışarı çıkıp yemek yiyelim. | Open Subtitles | لنتخطي الشاي، دعونا نخرج و نتناول العشاء. |
Haklıydın; belki de dışarı çıkıp gerçek, sayısal olmayan insanlarla tanışmalıyım. | Open Subtitles | كنت محقة ، ربما يجدر بي، الخروج و لقاء أناس عاديون. |
dışarı çıkıp gerçek bir iş alana kadar gözlerden uzak duracaksınız. | Open Subtitles | تنتظر حتى يمكنك الخروج و الحصول على عمل حقيقي |
Bence en iyisi dışarı çıkıp bir göz atmama izin vermelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنه عليك أن تتركنى أذهب للخارج وأتحقق |
Ben, sen ve Benjamin dışarı çıkıp erkek erkeğe eğlenelim. | Open Subtitles | أن نخرج أنت و أنا و بين لقضاء ليلة رجالية |
İşi telefonda değil, dışarı çıkıp aramalısın. | Open Subtitles | إنكِ لا تتصلين من أجل الوظائف، بل تخرجين للبحث عنها |
dışarı çıkıp neye mal olursa olsun o barbarları arazimden uzak tutman için elinden geleni yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريد منك تخرج و تقوم بما يلزم لكي تبقي هؤلاء المخربين بعيداً عن أرضي |
dışarı çıkıp temiz hava alayım dedim. | Open Subtitles | وقلت لنفسي سأذهب للخارج لأستنشق بعض الهواء |
Nihayetinde dışarı çıkıp dünyayı değiştirmede kullanmak için öz güveni yoksa akademik beceriler neye yarardı. | TED | بعد كل شئ، ما جدوى المهارات الأكاديمية بدون وجود ثقة في إستخدام هذه المهارات في الخروج وتغيير العالم |
Öyle utanıyor ki, dışarı çıkıp arkadaşlarıyla bile karşılaşmak istemiyor. | Open Subtitles | إنّها خجلة جدًا لدرجة أنّها لاتقدر على الخروج ومقابلة أصدقائها. |
dışarı çıkıp üzerimi arayabilirsin. Anlatabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تخرج وتفتشنى لتتأكد |