Camide büyük bir yemek dağıtımından dönüyordum, onlarca, onlarca insanın çok kötü şartlarda çömelmiş olduğu bir yer. | TED | كنت عائدا من مركز توزيع كبير للطعام في مسجد حيث كان العشرات والعشرات من الناس مفترشين الأرض في ظروف فظيعة. |
Zaten gazete dağıtımından kazanmıyor musun? | Open Subtitles | أليس لهذا السبب أنت تعمل في توزيع الصحف؟ |
İnsanlar, TPB'nin sadece yasadışı filmlerin ve müziklerin dağıtımından sorumlu olduğu bir yer olduğu yanılgısına düşmemeli. | Open Subtitles | لا يجب على الناس قول أن موقع القراصنة يتمحور حول نشر و توزيع أفلام و موسيقى غير قانونية |
Mekan 6 kez diğer Miami kulüplerine sentetik uyuşturucu dağıtımından dolayı soruşturma geçirmiş. | Open Subtitles | لقد تم التحقيق في هذا المكان لعدة مرات لتوزيع أدوية صناعية لنوادي ميامي |
Polis, kokain dağıtımından peşinde ama hiç suçlama almamış. | Open Subtitles | كانت الشُرطة تُحقق بأمره لتوزيع الكوكايين، لكن لمْ يتم توجيه إتّهام إليه قط. |
Bana kondom dağıtımından bahsetme. | Open Subtitles | لا تتحدثي عن توزيع الواقيات الذكرية هنا. |
Ama o adamlar, ortabatıdaki tüm akçaağaç şurubu dağıtımından sorumlular. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الاشخاص مسئولين عن توزيع شراب القيقب فى الغرب الاوسط بأكمله |
Bu şehirde ve ya güney Florida'da esrar dağıtımından dolayı tutuklandın mı? | Open Subtitles | (هل أنتَ المسئول عن توزيع الـ(ميث في كل (فلوريدا الجنوبية) أو في هذه المقاطعة فقط؟ |
Ross sen yemeklerin dağıtımından sorumlu olursun, | Open Subtitles | (روس), ستكون مسؤوليتك توزيع الطعام. |