Dikkatlerini dağıtmak için her bir bağlantı noktasına, yiyecek kutularından koyduk. | Open Subtitles | نحَن قادرون على توريد الطعَام أمام كل بوابَه تهدِف لتشتيت نيّتهُم. |
Herşey dikkatinizi dağıtmak için planlanmış bir oyun. | Open Subtitles | كل ما في الأمر مجرد خدعة مـُحـْكمة لتشتيت إنتباهكم جميعاً |
Amerikan güvenlik güçleri öğrencileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. | Open Subtitles | - التفت وانظر إلى هذا استخدموا الغاز المسيل للدموع لتفريق الطلبة |
Eşcinsel vatandaşlar gerçek siyasi gündemi dağıtmak için günah keçisi yapıldı. | TED | هؤلاء المواطنين هم كبش الفداء لصرف النظر عن المشاكل السياسية الحقيقية. |
Anlıyorsunuz, gazı dağıtmak için havalandırma sistemimizi kullanmamız gerekecek ve bu aslında bunun için tasarlanmış değil. | Open Subtitles | سيتعين علينا ان إستخدام نظام التهوية لتوزيع الغاز وأنت تعرف , إنه ليس مصمم حقاً لهذا النوع من الأشياء |
Evini aradım Kafamı dağıtmak için zamana ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | ـ لقد أتصلتُ بالمنزل ـ لقد أحتجتُ بعض الوقت لتصفية بالي |
Dikkatimizi dağıtmak için bulabildiği tek şey bu mu? | Open Subtitles | كان هذا الشيء الوحيد الذي يمكن ان يجده ليصرف انتباهنا ؟ |
Herneyse... Bunun, çocukların dikkatini dağıtmak için iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بأي حال، حسبت بأن ذلك قد يصرف إنتباه الأطفال |
İnsan ya tahrip etmek için yangın çıkarır, ya da dikkat dağıtmak için. | Open Subtitles | سببان اثنان حتى تشعل الحريق للتدمير أو لتشتيت الإنتباه |
Senin de dediğin gibi, sadece sihirbazın asistanıydı, dikkat dağıtmak için. | Open Subtitles | كما قلت إنها مساعدة الساحر لتشتيت الإنتباه |
Evet, sihirbaz numarasını hazırlarken dikkatleri dağıtmak için vardır. | Open Subtitles | أجل، لتشتيت انتباه المتفرجين ريثما يعدّ خدعته |
Polis kalabalığı dağıtmak için ses bombası kullanıyor. | Open Subtitles | الشرطه تطلق القنابل الضوئيه لتفريق الحشد |
Güvenlik güçleri Belediye Binası önünde toplanan kalabalığı dağıtmak için gönderildi. | Open Subtitles | قوات الأمن نشرت لتفريق الحشد أمام قاعة المدينة |
Dikkat dağıtmak için kullanıyorum. | Open Subtitles | انا استعمل هذه الحركة لصرف انتباه الاخرين |
Kaliteli bir oyuncağa mı yoksa eğer fikirlerine güveniyor olsaydı, dikkat dağıtmak için şeffaf sütyen giyme ihtiyacı duymayacak bir kadına mı? | Open Subtitles | لعبة كلاسيكية أو إمرأة لو كان لديها أيّ ثقة في أفكارها لما شعرت بالحاجة لصرف إنتباهك بحمالة صدر مائية؟ |
Sana göre biraz garip olabilir Gray, ...ama bunları adil bir şekilde dağıtmak için bir plan yapmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | حسنا , اشدو كما يحلو لك , جراي نحن نحاول ان نضع خطة لتوزيع هذه الاشياء بالانصاف |
Buraya, bu kaynakları tüm ulusa adil olarak dağıtmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتوزيع هذه الموارد بإنصاف في كافة أنحاء الأمة |
Son görüşmemizden sonra hele kara bulutları dağıtmak için bir fırsat çok iyi olurdu. | Open Subtitles | بسبب الامور التي تركناها... أريد فرصةً لتصفية الجو. |
Başka bir cesedi götürürken dikkatini dağıtmak için. | Open Subtitles | ليصرف إنتباهك، عندما يقوم بإخراج حثة أُخرى |
Herneyse... Bunun, çocukların dikkatini dağıtmak için iyi olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | بأي حال، حسبت بأن ذلك قد يصرف إنتباه الطفلين |
Mako, Bolin ve ben dikkat dağıtmak ve savunmanın bir kısmını dağıtmak için uçağı kullanabiliriz. | Open Subtitles | ماكو , بولين , وأنا يمكننا أستخدام الطائرة لصنع إلهاء وتشتيت بعض الدفاعات |
O sadece dikkatimizi dağıtmak için bizi sinirlendirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنّها تحاول أن تضايقنا فقط لتشتت انتباهنا. |
Dediğim gibi, kartlar sadece dikkat dağıtmak için. | Open Subtitles | حسناً, مثلما قلت لكِ, لعبة الآوراق هي فقط للتضليل |
Dikkat dağıtmak için Enstitü'ye iblis saldırısı düzenledim. | Open Subtitles | أطلقت هجوماً شيطانياً على "المعهد" كوسيلة إلهاء. |
- Basın konferansı nasıl geçti? - Anlaşılan dikkat dağıtmak için yapılmış. | Open Subtitles | حسناً, من الواضح أنه كان إلهاء |