Evet, onu da biliyoruz, ve ayrıca o olmadığını da bilmiyorum. | Open Subtitles | أجل، إننا نعرف بأمره أيضاً، ونحن نعرف أيضاً بأنك لست هو |
Aynı zmanda bunu hepsinin yapamadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | . و نعلم أيضا أنهم لم يستطيعوا جميعا الوصول الى هناك |
Son on senenin büyük bir kısmını kadının kariyerini bitirmek için harcadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | كما أننا نعلم بأنك أمضيت أجمل أيامك الماضية محاولاً تدمير مهنتها |
Bazı sorunların olduğunu da biliyoruz. Hayatını yeniden düzene koyabiliriz. | Open Subtitles | نحن نعلم انكي تواجهين بعض المشاكل نحن نستطيع حلها لكي |
Ama tabii ki biz plaseboların kendi etkilerini kullandığını da biliyoruz. | TED | ولكن بالطبع، نحن نعرف أن العلاجات الوهمية لها تأثيرها الخاص أيضًا. |
Senin fikrin olmadığını biliyoruz. Senin patron olmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنها لم تكن فكرتك نعرف أنك لست الزعيم |
Polis Şefi'nin o gün Yago ile buluştuğunu da biliyoruz artı diğer göstericilerle. | Open Subtitles | نحن نعرف أيضا أن رئيس البوليس قد قابل ياجو فى هذا اليوم بالإضافه لباقى المتظاهرين |
Ona bu tuzağı... yalnız kurmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنك دبّرت له المكيدة ونلعم أنك لست الوحيد |
Bunu hepimiz biliyoruz. İklim değişikliğinin etkilerine karşı ne kadar korunmasız olduğumuzu da biliyoruz. | TED | كلنا يعرفُ ذلك، ونعلم أيضاً اننا غير محصنين من تداعيات هذا التغير المناخي. |
Ama bulduğumuz kanıtlardan mağaraların geçmişte kuru olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نعرف أيضاً بالأدلة أن الكهوف كانت جافة في الماضي. |
Şunu da biliyoruz. Ben herkes değilim. | Open Subtitles | كلنا نعرف أيضاً إنني لست هؤلاء الجميع وحسب. |
O kelimeleri kendisi için kullanmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | و نعلم أيضاً بأنه ما كان ليستخدم هذهِ الكلمات إطراءً على نفسه. |
O gece onunla buluşmayı planladığını da biliyoruz ve kamyonetini Shand Creek'in otoparkına koyabiliriz. | Open Subtitles | و نعلم بأنكَ كنتَ تخطط للقائها تلك الليلة "و بإمكاننا إثبات وجود شاحنتك بموقف سيارات "شاند كريك |
Ve Frank Nunn'u kiraladığını da biliyoruz. Onu Güney Amerikadan geri getirdin. Birşeyler planlıyorsunuz. | Open Subtitles | ونحن نعلم بأنك عيّنت (فرانك نان) لقد جلبتهُ من (جنوب أمريكا) |
Monk'a tuzak kurduğunu da biliyoruz. - Ben mi? | Open Subtitles | نحن نعلم بأنك تعمل لحساب (بايدرباك) ونحن ونحن نعلم بأنك أوقعت بـ(مونك) |
Fakat çekirdek bütçelerine para koyduğumuzda paranın doğru harcandığını kontrol edecek dürüst bütçe sistemleri olmadığını da biliyoruz. | TED | ولكن إذا وضعنا المال في صميم الميزانية نحن نعلم أنه ليس هناك نظام ميزانية بالنزاهة التي تضمن أن ينفق المال في مكانه |
Ayrıca kurbanın pornografiyle bağlantısı olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعرف أن الضحية متورط في العمل بالمواد الإباحية. |
USS Eldridge'te olduğunuzu biliyoruz... ve ayağınız, ayağınıza olanları da biliyoruz. | Open Subtitles | (نعرف أنك كنت في (الدجير ونحن نعلم بأمر قدمك |
Aynı zamanda Dwight'ın bu işten caydığını da biliyoruz. | Open Subtitles | كما تعلمين، نحن نعرف أيضا أن دوايت أراد إلغائها |
Bize yardım etmeye çalıştığınızı ve böyle yaşamaktan keyif aldığınızı da biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنك تحاول مساعدتنا ، ونعلم أنكم مستمتعون في هذه العيشة . |
Kanıtın olduğunu biliyoruz. Ayrıca bir suç ortağın olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف أنّ لديكَ عذر غياب ونعلم أيضاً أنّ لديكَ شريك |
Beyaz Saray'dan Bay Charles Colson için çalıştığını da biliyoruz. | Open Subtitles | و نعرف أنه يعمل في مكتب السيد شارلز كولسن في البيت الأبيض |
Kuzeninin orduda görevli olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعرف أيضاً أنّ ابن عمّك في الخدمات العامّة... |
Onun kıskanç olduğunu da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم أنه كان غيورًا |
Aynı zamanda, A.D'nin Mary'nin çocuğunun ismini öğrenmeyelim diye... fırtına mahzenini yaktığını da biliyoruz. | Open Subtitles | ونعلم ايضا ان اي دي حرق القبو لي لا نعلم اسم طفل ماري الاخر |