Fiziksel eksiklikleri olan bir konukçu bedeni iyileştirebilirler, kötüleşmiş göz yapısı da buna dahil. | Open Subtitles | يمكنه علاج أوجه القصور في جسم المُضيف، بما في ذلك سوء البصر |
Beni ve abimi o yetiştirdi babam bizi sepetledikten sonra, bu yüzden bildiğim her şeyi ondan öğrendim, ortalığı birbirine katmak da buna dahil. | Open Subtitles | لقد ربّتني وأخي بعد أن هجرنا أبي، لذا فكلّ ما أعرفته تعلّمته منها بما في ذلك صنع فوضى |
Beni ve abimi o yetiştirdi babam bizi sepetledikten sonra, bu yüzden bildiğim her şeyi ondan öğrendim, ortalığı birbirine katmak da buna dahil. | Open Subtitles | لقد ربّتني وأخي بعد أن هجرنا أبي، لذا فكلّ ما أعرفته تعلّمته منها بما في ذلك صنع فوضى |
Kristi Holt'un ve Luis Delgado'nun olayları da buna dahil. | Open Subtitles | بما فيهم الاشياء المسروقة من كريستى هولت و لويس دالجادو |
Tüm bilimsel keşifler, tanrı da buna dahil bodrumdaki tamiratlarla başlamıştır. | Open Subtitles | كل اكتشاف علمي في التاريخ بما فيهم الإله بدأ بتلاعب في مختبر |
911'i aramadan önce yaptığınız iki telefon konuşması da buna dâhil. | Open Subtitles | بما فيها اتصالين من هاتفك النقال أجريتهما قبل اتصالك بالنجدة. |
Ofisime davetsiz dalman da buna dahil. | Open Subtitles | وهذا يتضمن المجيء لمكتبي من غير دعوة |
Basına her şeyi anlatırım kokain baskınınız da buna dahil. | Open Subtitles | فسأخبر الإعلام بكل شيء بما في ذلك اعتقالكِ بتهمة حيازة الكوكائين |
Dostların da buna dahil ki inan bana, onlar senin dostun değil. | Open Subtitles | بما في ذلك أصدقائك وثق بي، انهم ليسوا بأصدقائك |
Hepimiz derken lazanyayı da buna dahil ediyorum. | Open Subtitles | لكننا لم تؤكل بعد. عندما أقول "نحن"، وأنا بما في ذلك اللازانيا. |
Dediğim gibi, Size her şeyi anlatmak istiyorum... 8 Ağustos için planım da buna dahil... | Open Subtitles | كما قلت، فإنني أريد إخباركم كل شيء... بما في ذلك خطّتي ليوم الثامن من أغسطس... |
Kiselev, Rus silahlı kuvvetleri üzerinde tam bir otoriteye sahip, nükleer silahlar da buna dahil. | Open Subtitles | (كيسيليف) يعتبر السلطة التنفيذية لكل القوات المسلحة الروسية بما في ذلك ترسانة أسلحتها النووية |
İş birliği yapacaksın. Bayan Shumway'in o güç kaynağını teslim etmesi konusu da buna dahil. | Open Subtitles | سوف تتعاون معنا، بما في ذلك جعل الآنسة (شامواي) تُسلّم لنا مصدر الطاقة. |
Michael, dokuz farklı kişi bana bu maili gönderdi, ...ve konuşmadığım eski karım da buna dahil. | Open Subtitles | مايكل ", تسعة أشخاص مختلفين أرسلو لي تلك الصورة " بما فيهم زوجتي السابقة ونحن لا نتحدث |
Eski topraklardan bayağı bir düşman edindi Barnes'da buna dahil. Birazcık daha zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | لقد كون الكثير من الأعداء في الإدارة بما فيهم "بارنز" أنا فقط أحتاج القليل من الوقت |
John ve Claire Warren ile ya da ailesinden biriyle iletişime geçmeyeceksin ya da huzurlarını bozmayacaksın oğulları Adam da buna dahil. | Open Subtitles | ألا و هو عدم إزعاج (جون) و (كلير) (وارن) أو أى فرد من عائلتهم بما فيهم إبنهم (أدم) |
Ergen uyku yetersizliğinin sonuçları ergenlik döneminde maalesef uçuşa geçen birçok akıl hastalığına neden olarak sınıfın çok ötesine geçer. Madde kullanımı, depresyon ve intihar da buna dâhil. | TED | لكن نتائج نقص النوم لدى المراهق يتخطى حدود الفصل ليساهم للأسف في خلق العديد من المشاكل النفسية التي تزداد الى حد كبير خلال المراهقة، بما فيها استعمال المواد الممنوعة والاكتئاب والانتحار. |
Adam kirli çıkı. Şehrin yarısının sahibi, balıkçı rıhtımı da buna dâhil. | Open Subtitles | " إنه غني جداً , إنه يمتلك نصف المدينة , بما فيها رصيف " فيشرمان |
Hayır, bulamazsın ve kaynaklarımızı düşünelim buraya dönmek için harcayacağımız zaman da buna dâhil. | Open Subtitles | صحيح، فعلاً، وفكّروا بالموارد بما فيها الزمن... التي سنصرفها في محاولة العودة إلى هنا |
99,75 dolar ve teslimat için olan 50 dolar da buna dahil. | Open Subtitles | بـ $99.75 وهذا يتضمن كذلك $50 مقابل أجرة التوصيل |
Ben eğlence pazarlıyorum Cy, afyon da buna dahil. | Open Subtitles | أنا ممتن للأرواح يا (ساي) وهذا يتضمن المخدرات |
Ike da buna dahil. | Open Subtitles | وهذا يتضمن Ike. 163 00: 16: |