Belki de Dardanelle, Arkansas'tan avukatım J.Noble Daggett farklı düşünüyor olabilir. | Open Subtitles | المحامي (ج. نوبل داغيت) من (داردنيل أركنسا) قد يخالفك الرأي. |
Avukatım Daggett 325 doların altındaki bir rakamı kabul etmemi istemezdi. | Open Subtitles | محاميّ (داغيت) لن يسمح لي بالقبول بأقل من 325 دولار. |
Arkadaşımız John Daggett'in madencilik faaliyetlerini güvenceye almışlar. | Open Subtitles | الذي أمّن عمليات التعدين لصديقنا (جون داغيت) |
Sayın avukat J. Noble Daggett, kumarcı mısınız? | Open Subtitles | ايها المحامي جي نوبل داجيت ، هل تحب المراهنة ؟ |
Dikkatli bir değerlendirme ve Şerif Daggett'ın teşvikiyle ofisim, resmi olarak yeni bir soruşturma için bu hafta başında GSB'ye talepte bulundu. | Open Subtitles | بعد دراسة دقيقة وبناء على طلب العمدة داقيت مكتبي قدّم رسميا |
Kurul çoğunluğu Daggett'i oyalar. | Open Subtitles | امتلاكك لمعظم الأسهم لا يعطي (داغيت) أي نفوذ |
Bilmiyorum ama Daggett borsadaki karmaşayla epey ilgili görünüyordu. | Open Subtitles | لا اعلم. لكن (داغيت) بدا مهتماً جداً بتلك الفوضى التي حدثت في البورصة |
Wayne Yatırımcılık, John Daggett'in kucağına düşmek üzere. | Open Subtitles | و شركات (واين) على وشك ان تقع بين يدي (جون داغيت) |
Daggett'in uygulamalı bilimlere el sürmesine müsaade edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نسمح بأن يضع (داغيت) يديه على العلوم التطبيقية |
- Evet. John Daggett'in cesedi bir çöplükte bulundu. | Open Subtitles | -أجل، جثة (جون داغيت) وجدت في مكب قبل ساعة |
Sen dur. Batman'in gittiğini söylüyorsun. Daggett olayının peşine düş, elinden ne geliyorsa yap. | Open Subtitles | ليس أنت، أنتَ كنتَ تُخبرني أن الرجل الوطواط قد رحل، لذا لاحق خيوط قضية (داغيت)، بأي طريقةٍ كانت |
Daggett'in yeraltı inşaatı için çimento dökme plânları bende. | Open Subtitles | لقد بحثت في أمر مصانع (داغيت) للاسمنت، في بعض المواقع القديمة، لقد صبّوا فيها بعض البنائات تحت الأرض |
Şerif Daggett, Bay Melton'un cinayeti için Trey Willis'i tutuklamaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | إنّ الشريف(داغيت)يستعدُ للقبضِ على (تريّ ويليس) لمقتلِ السيّد (ميلتون). |
Şerif Daggett, George'u öldürmediğimi düşünüyor. | Open Subtitles | (العمدة (داغيت (لا يعتقد بأنني من قتل (جورج |
Ve görünene göre Şerif Daggett, Daniel'ın George Melton cinayetinde bir şüpheli olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | ومن الواضح، أن العمدة (داغيت)، لا يعتقد بأن (دانيال) أحد المشتبهين (بهم بقتل (جورج ميلتون. |
Ben, avukat J Noble Daggett'ım. | Open Subtitles | انا محامي جي نوبل داجيت |
Daggett morgdan eve oynamaya getirmiş. | Open Subtitles | (داجيت) أحضر البقايا إلى المنزل من المشرحة للعب |
Tamam, Daggett soğuk savaş manyağıydı. | Open Subtitles | (داجيت) كان مهووساً بالحرب الباردة، صحيح؟ |
Şerif Daggett ve ben bu dosyanın, Paulie Şerif Departmanı'nın sınırlı kaynakları için fazla önemli ve karmaşık olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | انا والعمدة داقيت نعتقد ان هذه القضية مهمة جدا ومعقدة للموارد المحدودة |
Şerif Daggett nasıl olursa olsun olayları düzeltmek istiyor. | Open Subtitles | اعتقد ان العمدة (داقيت) ا يريد فقط ان يصحح الامور مهما آلت اليه |
Neyse, Şerif Daggett ve Bayan Person sonuç olarak önceden planlanmış veya kötüniyetinetli bir şeyin asıl soruşturmada olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | على اي حال، العمدة (داقيت) والسيدة (بيرسون) ا كلاهما يشعر، اخيرا انه ليس هناك مثيل لشيء مُتعمّد و خبيث |