Bu mikro kanallar bizi bakterilerin koca mavi okyanusta nasıl gezindiğini anlamamıza daha önce hiç olmadığı kadar yakınlaştırdı. | TED | هذه القنوات الصغيرة تقربنا أكثر من أي وقت مضى لنفهم كيف تُبحر البكتيريا في المحيط الأزرق الكبير. |
Günümüzde, bu tür davranışlara karşı genel tutum... doğal olarak çok daha modern, daha önce hiç olmadığı kadar daha bilimsel. | Open Subtitles | الاتجاه العام اليوم بالنسبة لهذا النوع من التصرف هو حديث عن ذي قبل اتجاه علمى أكثر من أي وقت مضى |
Sana daha önce hiç olmadığı kadar güvenmek zorundayım. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأن أعتمد عليك أكثر من أي وقت مضى |
Ancak bugün yaşadığımız dünyada, büyüyen ayrım ve eşitsizliklerle, tatminsizlik ve yabancılaşmayla bu soruları sorup onlara yanıt aramak ve yalnızca zenginlik değil merkezinde refah olan bir toplum vizyonu yaratmak daha önce hiç olmadığı kadar önemli. | TED | إلا أنه في العالم الذي نعيشه اليوم ومع تزايد الانقسامات وعدم المساواة ومع وجود السخط والنفور فإنه من المهم جداً أكثر من أي وقت مضى أن نسأل ونجد الإجابات على هذه الأسئلة والنهوض برؤية تمنح المجتمع الرفاهية، وليس في صدارتها الثراء فحسب. |