Zararsız bir duruma kazara karışan bir adama vurabildiğinize göre... ..aynı adam Madam Grandfort'a şantaj yaptığı zaman... ..daha şiddetli bir tavır takınmanız mümkün. | Open Subtitles | انت قادر على ضرب رجل عندما يتطفل ببساطة على وضع غير مؤذى أذن من المؤكد أنك قادر على القيام بفعل أكثر عنفاً |
Elbette, düştüğüne dair hikâye doğru olabilir ama yaralar, daha şiddetli bir şey olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ... بالطبع ، رواية إنزلاقها ربما تكون حقيقية لكن نوعية الإصابات تتطلب شيئاً ما أكثر عنفاً |
Aldığım zevk daha şiddetli oldu. | Open Subtitles | المتعة أكثر عنفاً من فعل الجنس |
Benim yanıtıma karşı biraz daha ritmik, biraz daha şiddetli bir yanıt oldu. | TED | صار أكثر إيقاعية بقليل، أكثر حدة بقليل كاستجابة للكيفية التي تجاوبت بها معه. |
Senden daha şiddetli ip atlayan üçüncü sınıf kızlar tanıyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت فتيات في الدرجة الثالثة يثبن أكثر حدة منك. |
Depresyon bir çeşit genetik yatkınlığın sonucudur, nüfusa eşit şekilde dağıldığı sanılmaktadır, ve tetikleyici durumlar, yoksul kimselerde çok daha şiddetli şekilde kendini gösterme olasılığı daha yüksektir. | TED | إن الاكتئاب هو نتيجة لقابلية جينية، و الذي يفترض أنه متوزع بالتساوي في مجموعة من الأشخاص، و حوادث مؤثرة، و التي تكون على الأغلب أكثر شدة عند الأشخاص الفقراء. |
Bu çok daha şiddetli! | Open Subtitles | هذه أكثر عنفاً |
Bilinçaltın, çözülemeyecek sorunlarla uğraştığı zamanlarda hastalığın daha şiddetli seyrediyor. | Open Subtitles | بعض الأيام أديرها أفضل من أخرى. أعراضك أكثر حدة عندما جانبك اللاوعي يعمل على مشكلة التي لم يستطيع حلّها تماما. |
daha şiddetli.. Daha güçlü... Daha büyük... | Open Subtitles | مرنة، قوية،أكبر، أكثر حدة... |
Ama halüsinasyonlarınız düşündüğümden daha şiddetli. | Open Subtitles | لكن الهلوسة لديك أكثر شدة ممّا توقعت |
Gerçek hayatta tepkisi daha şiddetli olurdu. | Open Subtitles | في العالم الطبيعي، التداعيات أكثر شدة. |