Birkaç hafta önce aradı ve yürümeyeceğini söyledi ve bir daha aramadı. | Open Subtitles | اتصل منذ بضعة أسابيع, قائلاً أنه ليس ناجحاً, و لم يتصل مجدداً. |
Chavez'in telefonunu saklamamı istedi ama daha aramadı. | Open Subtitles | اخبرني بان احتفظ بهاتف تشافيز لكنه لم يتصل |
Ama katil rastgele çalışmıyor. Bir daha aramadı mı? | Open Subtitles | لكن جرائم القاتل ليست عشوائية لم يتصل |
daha aramadı. | Open Subtitles | أوه، لم يتصل لحد الآن |
Ruh eşimle tanıştım ve beni bir daha aramadı. Yani henüz. | Open Subtitles | لقد التقيت بنصف روحي ولم يعاود الاتصال بي |
Ruh eşimle tanıştım ve beni bir daha aramadı. Yani henüz. | Open Subtitles | لقد التقيت بنصف روحي ولم يعاود الاتصال بي |
Beni neden bir daha aramadı? | Open Subtitles | لماذا لم يتصل بي ؟ |
Beni bir daha aramadı. | Open Subtitles | و لم يتصل بس مرة أخرى ماذا؟ |
Ne? Bir daha aramadı mı? | Open Subtitles | لم يتصل لك مرة أخرى؟ |
Yok, Brick. daha aramadı. | Open Subtitles | . لا يا "بريك" لم يتصل لحد الآن |
— Demek istediğim, daha aramadı mı? | Open Subtitles | -أعني, أنه لم يتصل لحد الآن؟ |
Ama daha aramadı Jackie. | Open Subtitles | (لكنه لم يتصل بعد يا (جاكي |
Derek daha aramadı. | Open Subtitles | ديريك) لم يتصل بعد) |
daha aramadı. | Open Subtitles | لم يتصل بعد |
Adam bunu duyunca kapattı ve bir daha aramadı. | Open Subtitles | فأغلق السماعة ولم يعاود الاتصال منذئدٍ |
"Ağırdan alıyoruz" cümlesi, beyaz kız kurularının "beni bir daha aramadı" cümlesine denk geliyor. | Open Subtitles | "نحنُ نتداول" هذا حديث الفتاة البيضاء ل "هو لم يعاود الاتصال بي" |