Bu yüzden daha da ileri, ta sınırlara kadar ilerledi. | Open Subtitles | لذا، ذهب إلى أبعد من ذلك حتى وصل إلى الحدود |
Demiştim ki, eğer dindar biri olsaydım, evrimden korkardım. daha da ileri giderdim. Genel olarak bilimden korkardım. | TED | حسنا، قلت لو كنت متدينا سأخشى من علم التطور. سأذهب الى أبعد من ذلك. سأخشى من العلم على وجه العموم إذا فهم بشكل جيد. |
Biz üstün işbirlikçileriz ve daha da ileri gitmeliyiz. | TED | نحن متعاونون بشكل فائق وينبغي علينا أن نذهب أبعد من ذلك. |
Sıra, piyasada az miktarda veya hiç İngilizce edebi eseri olmayan ülkelere geldiğinde ise insanlar daha da ileri gitti. | TED | عندما يتعلق بالبلدان ذات نسبة ضئيلة أو معدومة للكتب بالانجليزية المتوفرة تجارياً فإن الناس يذهبون إلى أبعد الحدود. |
Senin gibileri bilirim. Lisede zirveye ulaşır. daha da ileri gidemez. | Open Subtitles | عرفت أشخاص مثلك، كبرت ضعلتهم في الثانوية، ولم يتجاوزوا ذلك |
daha da ileri gitmeden odada yalnız olmadığınızı söylemeliyim. | Open Subtitles | قبل أن تخلع ثيابك يجب أن تعرف أنك لست وحدك هنا. |
daha da ileri giderek Jamaika'da Teknoloji Üniversitesi'yle bağlantı kurduk. Şimdi onlarla bir randevum var. | TED | ذهبنا إلى أبعد من ذلك : لقد شكلنا علاقة مع جامعة التكنولوجيا، جاميكا حيث تم الآن تعييني |
Ondan sonra gelen şarkıcılar daha da ileri gittiler. | TED | وما تبعه من المغنيين ذهبوا إلى أبعد من ذلك. |
daha da ileri gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نستمر لنصل الى ما هو أبعد من ذلك |
Hayır, hatta daha da ileri gideyim, ve seks yaptığımızdayken süregelen bir nevi telepati olduğunu söyleyeyim. | Open Subtitles | كلا, سأذهب إلى ماهو أبعد من ذلك وأقول أن هناك نوع من توارد الخواطر يحدث عندما نمارس الجنس |
Bazen bir görevi başarmak için, daha da ileri gitmeniz gerekir. | Open Subtitles | أحيانا لإنجاز مهمة عليك أن تذهب أبعد من ذلك |
O daha da ileri gitmek istedi, fakat saat geçti, ve sabah erken kalkıp burayı açmam lazımdı. | Open Subtitles | أراد أن نذهب أبعد من ذلك ولكن كان الوقت متأخراً واضطررت للفتح هذا الصباح |
daha da ileri gitmeden önce ailemle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | ولكن قبل أن نذهب إلى أبعد من ذلك، أنها ترغب في تلبية عائلتي. |
Senin gibileri bilirim. Lisede zirveye ulasir. daha da ileri gidemez. | Open Subtitles | عرفت أشخاص مثلك، كبرت ضعلتهم في الثانوية، ولم يتجاوزوا ذلك |
daha da ileri gitmeden odada yalnız olmadığınızı söylemeliyim. | Open Subtitles | قبل أن تخلع ثيابك يجب أن تعرف انك لستَ وحدك هنا. |