Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه العباءة والشخص الذي كان يرتديها تساوي أكثر من مائة شخص لا يقدرها |
Bu bornoz ve bunu giyen kadın onları takdir etmeyen yüz kişiden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه العباءة والشخص الذي كان يرتديها تساوي أكثر من مائة شخص لا يقدرها |
Fakat biliyorsunuz ki gümüş, saygı ve adaletten çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ولكن من الصعب أن تكون الفضة أكثر قيمة من الشرف والعدالة |
Düşünüyorum da, Belki bir liderden ziyade bir sembol olarak bizim için daha değerlidir. | Open Subtitles | كُنت أفكر إنه من المُمكن أن يكون أكثر قيمة بالنسبة لنا |
Kuşakta hava ve su altından daha değerlidir. | Open Subtitles | داخل حزام الكويكبات ، الهواء والماء أثمن من الذهب |
Bir kova Borgia'dan daha değerlidir. | Open Subtitles | وهو يساوي أكثر من كل نسل آل بورجيا |
Belki de bu ülkenin sağlığına yaptığım katkı çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ربما أسهامي بصحة هذا الشعب في الواقع يستحق أكثر |
Bu çocukların dirisi, ölülerinden çok daha değerlidir. | Open Subtitles | هولاء الأطفال يملكون قيمة أكبر وهم أحياء أكثر من أن يكونو موتى |
O birkaç diet sodadan daha değerlidir. | Open Subtitles | انها تساوي أكثر بكثيرُ مِنْ بَعْض الصودا القليلة السكّرِ |
Bu zımbırtı, kabilenin sahip olduğu her şeyden daha değerlidir. | Open Subtitles | هذه الحُلي تساوي أكثر من كل شيء تمتلكه قبيتلك. |
12 dolardan daha değerlidir. | Open Subtitles | اعتقد انها تساوي أكثر من 12 دولار |
Bir kız, 20 erkekten daha değerlidir. | Open Subtitles | بنت واحدة تساوي أكثر من 20 ولد |
Nicky, Gaugin tablosu buradaki 5 oda dolusu tablodan çok daha değerlidir. | Open Subtitles | نيكي) أيها الغلام) قيمة "الغوغان" تساوي أكثر من خمس غرف من اللوحات الموجودة في هذا المكان |
Asgard filosunun başkumandanını almak çok daha değerlidir. | Open Subtitles | الحصول على القائد الأعلى للأسغارد سيكون أكثر قيمة |
Ayak parmağı kirlerim bile ondan daha değerlidir. | Open Subtitles | أمسكت بأشياء أكثر قيمة منه بين أصابع قدمي |
Birkaç tane. Bazıları öbürlerine göre daha değerlidir. | Open Subtitles | القليل منها وكان بعضاً منها أكثر قيمة من سواه |
Bu kütüphane altından daha değerlidir, küçük bayan. | Open Subtitles | المكتبة أثمن من الذهب أيتها الصغيرة |
Bu kütüphane altından daha değerlidir, küçük bayan. | Open Subtitles | ... المكتبة أثمن من الذهب أيتها الصغيرة |
Bu da paradan daha değerlidir. | Open Subtitles | وهذا يساوي أكثر من المال. |
Kusurların var ama kusurlu bir elmas kusursuz bir kömürden daha değerlidir tabi bu kusurlar onun kırılmasına sebep olmadıkça. | Open Subtitles | لديك عيوبك الخاصة، ولكن عيب الألماس يستحق أكثر من عيب الفحم ما لم تلك العيوب ستسبب الهلاك |
Yine de buradakinden daha değerlidir. | Open Subtitles | وأنا متأكد أنه لا زال ذو قيمة أكبر من أي ما كان هنا |