Sevdikleri herkesi geride bırakıp daha iyi bir yaşam umuduyla uzaklarda, çok uzaklarda, daha önce hiç görmedikleri bir yer için yola çıktılar. | TED | وكل من أحبوهم والانطلاق إلى مكان بعيد جدًا لم يروه من قبل آملين في حياة أفضل. |
Detroit'e daha iyi bir yaşam için geldiler. | TED | أتى هؤلاء إلى ديترويت من أجل أسلوب حياة أفضل. |
Ölmemiş olanlar daha iyi bir yaşam istiyorlar ve bu yaşamı burada istiyorlar. | Open Subtitles | الذين لم يموتوا يريدون حياة أفضل, و يريدونها هنا. |
Bu benim daha iyi bir yaşam için biletim. | Open Subtitles | إنها عزيزة على قلبي، إنها تذكرتي لحياة أفضل |
Onlar, daha iyi bir yaşam için geldim ve onu buldular. | Open Subtitles | لقد جاؤا هنا من اجل حياة افضل ولقد وجدوها |
Çoğunlukla ölüm korkusu öbür dünyada daha iyi bir yaşam ve kederleri, zorlu yaşamları üzerine. | Open Subtitles | غالباً عن خوفهم من الموت يأملون حياةً أفضل في الآخرة و حزنهم ، وحياتهم الصعبة |
Ama insan olmak, birbirimizi gözetmek toplum olmak da beraber çalışarak daha iyi bir yaşam oluşturmak demektir. | Open Subtitles | لكن البشرية معناها أن نهتم ببعضنا البعض والحضارة هي أن نعمل معاً لنصنع حياة أفضل |
Yeni ve daha iyi bir yaşam kurmak için fırsatı vardı. | Open Subtitles | بأن لديها فرصة أن تبدأ مُجدداً لتأسيس حياة أفضل |
Gelişimizden beri kampta daha iyi bir yaşam sözünün üzerinden uzun zaman gelip geçti. | Open Subtitles | فرصة حياة أفضل في المعسكر قد انتهت بالفعل، منذ وصولنا. |
Iyi bir yaşam sür, ve ölüm size daha iyi bir yaşam şansı için yeni bir beden versin. | Open Subtitles | عِش حياةً صالحة فيمنحك الموت جسد جديد مع فرصة حياة أفضل |
Sadece hayatta kalma fırsatı değil daha iyi bir yaşam sürme şansı da. | Open Subtitles | ليست فرصة للنجاة وحسب، ولكن لعيش حياة أفضل. |
Ve o gökyüzünü görebileceğiniz bu muhteşem binaları yarattı, güneşi deneyimleyebileceğiniz, inşa edilen çevrede bize daha iyi bir yaşam sunan, ışığın parlaklığı ile ve aynı zamanda gölgeleri ile olan ilintisi sayesinde. | TED | وقد بنى هذه المباني الرائعة حيث يمكنك رؤية السماء ، ويمكن ان تستمتع بضوء الشمس الأمر الذي يقدم لنا حياة أفضل في البيئة العمرانية ، فقط بسبب أهمية الضوء سواء كان ذلك فيما يخص السطوع ، أو الظلال. |
Tahminimce bu böceklerle gelen daha iyi bir yaşam. | TED | أظن أن هذه حياة أفضل عن طريق الحشرات. |
daha iyi bir yaşam için didinen, öğrenciler, işçiler. | Open Subtitles | طلّاب وعمال نكافح من أجل حياة أفضل |
Sadece daha iyi bir yaşam tarzım oldu, o kadar. | Open Subtitles | وجدت طريقة حياة أفضل ، هذا كل ما هناك |
Çocuklara eğitim vermek, gelecekte fabrikalarda daha iyi bir yaşam şansı elde etmek için, | Open Subtitles | لإعطاء أطفالهم على التعليم، وفرصة لحياة أفضل في المصانع في المستقبل، |
Bu talihsiz çocuğu alıp, daha iyi bir yaşam fırsatı sunmuşsun ona. | Open Subtitles | أنت تأخذ هذا الفتى البآس وتعطيه فرصة لحياة أفضل |
Gelecek için güzel rüyalar ve daha iyi bir yaşam için sessiz umutlar. | Open Subtitles | أحلام جميلة للمستقبل ... وآمال هادئة لحياة أفضل |
Ona daha iyi bir yaşam göstermeye çalışmak, aptallık değildi, Ali. | Open Subtitles | محاولة أن تريه حياة افضل ليس غباء يا "علاء." |
Yeni bir hayata başlamak için. daha iyi bir yaşam tarzı için. | Open Subtitles | , لنبدأ حياة جديدة حياة افضل و ارقى |
Senin için daha iyi bir yaşam istiyor. | Open Subtitles | أمك تريد حياةً أفضل لك |