Bu müzik yapmaktan ya da sen her ne yapıyorsan ondan daha kötü değil. | Open Subtitles | ليس أسوأ من صنع الموسيقى أو هذا الشيء الذي تفعله |
Sakin ol. Bender'dan daha kötü değil. | Open Subtitles | كفاك غضباً هو ليس أسوأ من بيندر |
Ondan daha kötü değil. | Open Subtitles | -إنّه ليس كذلك ، ليس أسوأ من ذلك |
Ama emin ol, yaptığım şey senin söylediğin "Ben hastalarım için oradayım." saçmalığından daha kötü değil çünkü hastalarının hepsi suçlu. | Open Subtitles | لكن هذا ليس أسوأ منك ومن تفاهاتك حول الدفاع عن مرضاك لأن هؤلاء المرضى الذين تعالجينهم هم مجرمون، هذه هي الفكرة |
Yargılama beni Elijah. Yaptığım şeyler Klaus'un zamanında yaptıklarından daha kötü değil. | Open Subtitles | لا تنتقدني يا (إيلايجا)، فما فعلتُه ليس أسوأ من أيّ شيء فعله (كلاوس) قطّ. |
Bundan daha kötü değil. | Open Subtitles | ليس أسوأ من هذا |