Sence kim daha yakışıklı? Ben mi, bu adam mı? | Open Subtitles | فمن تظن إذاً أنه أكثر وسامة أنا أم هذا الفتى |
Biraz daha yakışıklı olsaydınız, Doktor bu bir suç olurdu. | Open Subtitles | لو كنت أكثر وسامة يادكتور لكانت تلك جريمة |
Ayrıca boğayı şaşırtan mı yoksa bıçaklayan mı daha yakışıklı karar veremedim. | Open Subtitles | ولا أعرف من أكثر وسامة ، الرجل الذي يخرج الثور أم الذي يطعنه |
Kendimi daha yakışıklı ve çekici bulmaya başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت اجد نفسي اكثر وسامة وسحراً |
Kia'nın babasından sonra yakışıklı arkadaş, ondan daha yakışıklı. | Open Subtitles | بعد والد كيا قبل هذا الصديق الوسيم، كم كان هناك من وسيم |
- Benden daha yakışıklı mı? | Open Subtitles | ــ هل هو أشد وسامة مني؟ |
Bu liseli erkekler, eskiden olduğundan çok daha yakışıklı. | Open Subtitles | فتيان الثانويه هؤلاء أصبحوا أكثر وسامه من قبل |
Neden gittikçe daha yakışıklı oluyorsun? Bu benim gergin hissetmeme neden oluyor. | Open Subtitles | لماذا كونك تصبح أكثر وسامة يجعلني عصبية ؟ |
Tazı'dan daha iri olacaksın. Ama çok daha yakışıklı. | Open Subtitles | ستكون أضخم من كلاب الصيد ولكن أكثر وسامة |
daha yakışıklı olduğu için değilse tam olarak bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف بالضبط ، إلا إذا كان لأنهُ أكثر وسامة |
Merle "hayır" deyince de sandalyeyi çekiyor ve çok daha genç ve çok daha yakışıklı bir adamın yanına oturuyor. | Open Subtitles | يقول لا , و من ثم تحمل المقعد و تجلس بجانب شاب أكثر وسامة |
Merle "hayır" deyince de sandalyeyi çekiyor ve çok daha genç ve çok daha yakışıklı bir adamın yanına oturuyor. | Open Subtitles | يقول لا , و من ثم تحمل المقعد و تجلس بجانب شاب أكثر وسامة |
Bütün gün bu aynaya bakıp durdum ve sanırım artık her zamankinden daha yakışıklı ve çekici olduğumu düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أنّي أكثر وسامة وجاذبيّة مِن المعتاد |
Zaten gözlüksüz daha yakışıklı oluyorsun. | Open Subtitles | "على أية حال يا "ديفيـد تبدو أكثر وسامة بدونها |
Hanginizin daha yakışıklı olduğuna bir türlü karar veremiyorum. | Open Subtitles | -بالطبع يا عزيزتي لم أستطيع أبداً أن أجزم أيكما أكثر وسامة |
En iyi arkadaşım bir defasında demişti ki daha yakışıklı olsaydın, bu suç olurdu. | Open Subtitles | ... أتعرف أن أعز صديقاتي قالت ذات مره أنك لو كنت أكثر وسامة ، لكانت تلك جريمة |
Çocuğunuz benim çocuğumdan daha yakışıklı olacak. | Open Subtitles | أبناؤك سيكونون أكثر وسامة مني. |
Ama birimiz diğerinden daha yakışıklı. | Open Subtitles | لكن واحد منّا اكثر وسامة من الآخر |
daha yakışıklı olduğunun duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت انه اكثر وسامة ً |
Aslında, ben McGee'yi daha yakışıklı buluyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة اجد الانسة (ماكغي)اكثر وسامة |
Jimmy'i Paul'dan daha yakışıklı buluyorum. | Open Subtitles | جيمي وبول تجد من وسيم. |
Onu, senden daha yakışıklı yapmışlar. | Open Subtitles | لقد جعلوه أشد وسامة منك |
Geçen seneden bu yana daha yakışıklı olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعرف انك اصبحت أكثر وسامه منذ العام الماضى |