Tipik bir nebuladan daha yoğun bir gaz grubundan oluşuyor gibi. | Open Subtitles | لكن على الأرجح تتكون من مجموعة أكثر كثافة من غازات مثل سديم نموذجية |
İzlediğimiz hikayeden, alnatıcı gerçeklikten daha yoğun bir gerçeklik. | Open Subtitles | تلك الخلفية التي تتضمن واقعاً أكثر كثافة وأكثر تأسيساً من الواقع السردي |
Milyonlarca yıl önce Mars'ın çok daha yoğun bir atmosfere sahip olduğunu biliyoruz ve muhtemelen yüzeyinde su da vardı. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن مناخ المريخ،هو أكثر كثافة منذ ملايين السنين وربما كان الماء السائل على سطحه |
Benzer bir şekilde komşu yıldızdaki enerji... beyaz cüce ve nötron yıldızında, enerjinin daha yoğun bir hali ile kuşatılacak. | Open Subtitles | و بطريقة مشابهة تُحوُّل طاقة النجم المُرافق إلى شكل أكثر كثافة من الطاقة .في الأقزام البيضاء و النجوم النيوترونية |
Ameliyat sonrası tahlili urun sıradan beyin dokusuyla aynı yapıda olduğunu gösterdi, ama sinir hücreleri 5 kat daha yoğun bir şekilde paketlenmişler. | Open Subtitles | لقد قرأت تحليل بعد العملية كتب فيه أن الورم كان مشابه لنسيج المخ البشري العادي لكن الخلايا العصبية كانت خمس مرات أكثر كثافة و أزدحام |
Bazı bilim insanlarına göre belki de 'Oumuamua bizimkinden çok daha yoğun bir yıldıza çok yakın oluştu ve yıldızın gelgit kuvveti güneş sisteminin ilk zamanlarında gezegen materyalini parçalara ayırdı. | TED | يعتقد بعض العلماء أن (أومواموا) ربما تكوّن بالقرب من نجم أكثر كثافة من نجمنا، وقوى المد والجزر الخاصة بالنجم مزّقت المواد الكوكبية مبكرًا في تاريخ النظام الشمسي. |