Kellesini uçurmak yeterince çetrefilli olurdu ama sadece topuzunu almak çok daha zorlu bir iş olmuştu. | Open Subtitles | إن أردت قطع رأسه لكان الأمر صعباً ولكن أقتناص خصلة شعرة كان أكثر صعوبة |
Şempanzelerden daha ufak ve hafifler, daha ince dallara kaçabilirler, ve bu da avı daha zorlu hale getirir. | Open Subtitles | أصغر وأكثر ذكاءاً من الشمبانزي يمكنهم الهرب من على فروعٌ أنحف وهذا يجعل الصيد أكثر صعوبة |
daha zorlu konularda var | TED | هناك قضايا أكثر صعوبة بعض الشيء. |
Kadromla hızlı ve ortaklaşa bir şekilde öğrendiğim şey ise bu durumun daha önce eğitildiğimiz herhangi bir konudan daha zorlu olduğuydu. | TED | وما تعلمته سريعا وبشكل جماعي مع موظفيي هو أن هذا الموقف أصعب من أي شيء قد تدربنا عليه سابقا. |
Gezegende, bir başka insanı yetiştirip güvende olduğuna ve hayatta başarılı olmak için iyi konumlandığına emin olmaya çalışmaktan daha zorlu bir iş yok. | TED | لا يوجد عمل على وجه كوكب الأرض أصعب من تربية إنسان آخر والتأكد بأنهم في سلامة وأمن وفي وضعٍ جيد للنجاح في حياتهم. |
Bu zafer üzerinde oyalanmak için zaman yoktu, daha zorlu bir görev Doug'ı bekliyordu, | Open Subtitles | ليس هناك وقت ليركز على أحث إنتصار له لأن هناك تحدي أكبر في إنتظاره |
Ve hayatımda daha zorlu bir iş olsa sevinirim. | Open Subtitles | وأحتاج إلى تحدي أكبر في حياتي |
Amiral Lord Horatio D'Ascoyne, daha zorlu bir sorun teşkil ediyordu. | Open Subtitles | (قدم الأدميرال اللورد (هوراشيو الداسكويني مُشكلة أكثر صعوبة |
Benim aklımda biraz daha zorlu bir hedef var. | Open Subtitles | لدي شىء أكثر صعوبة في ذهني |
Arama süreci, prototipi yapmaktan daha zorlu geçti. | Open Subtitles | عملية الإنتقاء كانت أصعب من بناء النموذج. |
Askeriz biz; her gün bundan çok daha zorlu savaşlar veriyor ve kazanıyoruz. | Open Subtitles | نحن جنود. نحن نقاتل في معارك أصعب من هذا الاختبار كل يوم، ونفوز، حسنا؟ |
Bundan daha zorlu işlemlerde bana yardım etmiştin. | Open Subtitles | لقدْ ساعدتني في عمليات أصعب من هذه |