ويكيبيديا

    "dair kanıt" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • دليل على
        
    • دليلاً على
        
    • أدلة على
        
    • دليل عن
        
    • دليلا على
        
    • على دليل
        
    • دليل لوجود
        
    • دليلٍ
        
    • اي دليل
        
    • الدليل على
        
    • لإثبات أنّه
        
    • إلى إثبات
        
    • إثبات أننا
        
    • اثبات على وجود
        
    • دليل أننا
        
    Yamyamlık yapıldığına dair kanıt yok. Sadece basit bir şehir efsanesi. Open Subtitles لا يوجد دليل على أكل اللحم البشري إنها مجرد أسطورة خرافية
    Buranın Neferu'nun son dinlenme yeri olduğuna dair kanıt yok. Open Subtitles ليس هناك دليل على انه المكان الذي دفن فيه نيفرو
    Hayvan istismarına dair kanıt yok ve deneyler yasal sınırlar içerisinde yapılmış. Open Subtitles لا يوجد دليل على تعذيب الحيوانات، والتجارب تمّ إجرائها وفق حدود قانونية.
    Onu son gördüğümde bana senin 1942'de öldüğüne dair kanıt verdi. Open Subtitles فآخر مرة رأيته فيها، قدَّم لي دليلاً على موتك في العام 1942م
    Boğuşma veya başka birinin olduğunu dair kanıt da yok. Open Subtitles ليس هناك أدلة على المعاناة أو تواجد شخص آخر معها
    Sigorta şirketi de soruşturma yapmış ve ortada cinayet ya da Anuk ve eşinin öldüğüne dair kanıt olmadığını söylemişti. Open Subtitles شركة التأمين أجرت تحقيقا وخلصت الى أنه ليس هناك دليل على كون الحادث مدبرا أو أن أونك و زوجته متوفين
    Sineklerin bunu yaptığına dair kanıt var mı? TED هل هناك أي دليل على أن الذباب يقوم بفعل هذا؟
    Cinayet mahalinde olduğuna dair kanıt yok. Anlamıyor musun? Open Subtitles لا يوجد دليل على أنه كان في مسرح الجريمة، ألا تفهم هذا؟
    FBl, Bay Ferrie'nin Lee Harvey Oswald'ı tanıdığına... veya suikastla bir bağlantısı olduğuna dair kanıt bulamadı. Open Subtitles وجد المكتب أنه لا يوجد دليل على أن السيد فيري عرف لي هارفي اوزوالد أو لديه أي صلة باغتيال الرئيس كينيدى
    Gelişmiş bir kültür ya da dini bir topluluğa dair kanıt yoktu. Open Subtitles لا يوجد دليل على حضارة متطورة لا طرق ، قرى ، مستوطنات ، لا شيء
    Agnostikler Tanrı'nın var olduğuna dair kanıt olmadığını söylerler ama Tanrı'nın varlığını tamamen reddetmezler. Open Subtitles الأغنوستيّ هو شخص.. يؤمنُ أنّه لا يوجد هناك دليل على وجود الرّب لكنّه لا ينفي إمكانية وجوده.
    İblislerin gerçekten de var olduğuna dair kanıt bulduğu konusunda çok emindi. Open Subtitles لقد كانت متأكّدة بأنها وجدت دليلاً على تواجد العفاريت في عالمنا
    Benim de aileden olduğuma dair kanıt gerekti. Sonra belgeleri bana verdi. Open Subtitles أراد دليلاً على أنني من العائلة وقد حصل عليه
    Kendini yok etme yoluna döndüğüne dair kanıt bulmak istedim Open Subtitles أردتُ أن أجد دليلاً على أنّكِ عدتِ مجدّداً إلى سلوكك في تدمير الذات
    Öyle bir şey demedim, ama kadının yatağının yanında bir itfayeci olabileceğine dair kanıt bulduk. Open Subtitles لا أقول ذلك لكن وجدنا أدلة على إطفائي في سريرها
    Ve herhangi bir kaza yada suç olduğuna dair kanıt bulunana kadar, onun iyi olduğunu varsayıyoruz, ve aranmamasını istyebilirsiniz. Open Subtitles و ان لم يكن هناك دليل عن حادث او جريمة نحن نفترض انه بخير و ربما يرغب بان يبقى مفقودا
    Eğer kuramlarımın yanlış olduğuna dair kanıt bulursam, bu doğru olmaları kadar heyecan vericidir. Open Subtitles لو وجدت دليلا على خطأ نظرياتى ، فالأمر لا يقل إثارة عن إثبات كونها صحيحة
    Dr. Brennan bir çete üyesinin yakın zamanda mülkünüzde bulunduğuna dair kanıt buldu. Open Subtitles عثرت الطبيبة برينان على دليل تعود لفرد عصابة كان يقيم في منزلك مؤخراً
    Görüntülerin onun bilgisayarına indirildiğine dair kanıt yok. Open Subtitles لا يوجد هناك أي دليل لوجود تحميل على حاسوبها
    Kanser olsa buna dair kanıt olurdu. Open Subtitles لا بدّ من وجود دليلٍ على السرطان
    - Albayım, Latif'in şehirde olduğuna dair kanıt var mı elinizde? Open Subtitles كولونيل, هل لديكِ اي دليل ان لطيف هنا في المدينة؟
    Hayır. Beni rahatsız eden, nasıl yapıldığına dair kanıt. Open Subtitles كلاّ، الأمر الوحـيد الذي يزعجني هو الدليل على كيفية ارتكاب الجـريمة
    O seni bulmadan önce, cinayetten suçlu olduğuna dair kanıt bulmalıyız. Open Subtitles نحتاج لإثبات أنّه مذنب بالقتل قبل أن يستطيع إيجادك
    ÖIdüğüne dair kanıt istiyorum. Open Subtitles أنا بحاجة إلى إثبات أنها قد ماتت.
    Bu anakarada Nefertum tarafından yaratıldığımıza dair kanıt arıyordum. Open Subtitles كنت أبحث عن إثبات أننا خلقنا على هذه القارة بواسطة نفرتوم
    West bunların köstebeğe dair kanıt olduğuna inanıyordu. Open Subtitles إعتقد (وست) بأنّهم كانوا اثبات على وجود الخائن
    Ve eğer Çin, konsolosluğa bizim girdiğimize dair kanıt bulamazsa, tek yapmaları gereken şey yüzlerini saklamaları olacaktır. Open Subtitles وإذا لم يتمكن الصينيون من تقديم دليل أننا دخلنا القنصلية، فحفظ ماء الوجه لديهم سيكون أهم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد