Meksika'daki otel kaçamağının ortaya çıkmasından sonra neredeyse hiç desteği kalmadı. | Open Subtitles | بعد قصة الفندق في مكسيكو، أظنه خسر كامل دعمه. |
Honey Groove'daki otel odasını hiç terketmemiş olmayı dilerdim, 'çünkü sen harikasın, biz--harikayız, ve o gece... harikaydı. | Open Subtitles | لقد تمنيت بأن لا نترك غرفة الفندق في الهوني غروف ... لأنك كاملة ونحن كنا مدهشين |
Honeygrove'daki otel odasını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أتتذكر غرفة الفندق في"هونيجروف"؟ |
Aldığımız bilgiye göre Guy'nin Waldron'daki otel odasında olabilir. | Open Subtitles | نعتقد انها مخباة فى غرفة جى فى فندق والدرن |
Tıpkı East Hampton'daki otel gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما كان فى فندق "إيست هامبتون " |
Seni o Atlanta'daki otel odanda bastığımda. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى تلكَ الغرفة في ذلك الفندق في (أتلانتا). |
AVUSTURYA'DAKİ OTEL ODASINDA NE BIRAKMIŞTIN? | Open Subtitles | ماذا تركت في غرفة الفندق في (أوستن)؟ "كلمة واحدة" |