ويكيبيديا

    "dallas'taki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في دالاس
        
    Buddy'ye Dallas'taki teyzeni ziyaret ettiğini söylersin... Open Subtitles يمكنكِ إخبار زوجكِ بأنكِ ستزورين عمتكِ في دالاس
    Dallas'taki olayları araştırmak üzere bir komisyon kurulacak. Open Subtitles إنشاء لجنة للتحقيق في الأحداث التي وقعت في دالاس
    Aynı broşürlerden Dallas'taki garajında da bulundu. Open Subtitles وقد وجدوا نفس المنشورات في مرآب منزله في دالاس
    Dallas'taki bütün Gizli Servis elemanları sorguya çekildi. Open Subtitles جميع الخدمات السرية في دالاس كانت مشتركة
    Dallas'taki bombalama hakkında bilmediğin bir şey var. Open Subtitles هناك شيء أنت لا تعرفه حول القصف الذي حدث في دالاس
    Bu üzerinde çalıştığım fosilleşmiş kemik kalıntıları Dallas'taki patlama alanından elde edildi. Open Subtitles تلك أجزاء عظمية متحجرة تم جمعها من موقع القنبلة في دالاس
    Hani sana bahsettiğim şu Dallas'taki yer. Open Subtitles إنه المكان الذي استثمرت فيه في دالاس كما أخبرتكِ
    Kim Dallas'taki bir katalog çekimi için liseyi bırakır ki? Open Subtitles ومن الذي يترك المرحلة الثانوية لأجل تصوير مجلة في "دالاس"؟
    - Gitmezse Dallas'taki işi kabul edeceksin? Open Subtitles وإذا لم يحدث ذلك ، فسقبلين الوظيفة في دالاس
    Senin sevdiğinden, Kopi Luwak Sumatra'dan direkt geldi. Dallas'taki kimsede yok ondan. Open Subtitles جلبناها من سومطرة لا أحد يجلبها في دالاس مثلنا.
    Dallas'taki bir baz istasyonundan geliyor ama. Ve? Open Subtitles لكن الإتصال كان قادم من برج يوجد في دالاس
    Ben Kitty Anderson. Dallas'taki Ryan-Lathrop Merkezi önündeyim. Open Subtitles معكم "كيتى أندرسن" من قاعدة "رايان لاثروب" في "دالاس"
    Dallas'taki restaurant Axiom Steakhouse. Open Subtitles المطعم في دالاس أكسيوم ستيك هاوس ؟
    Dallas'taki korku sebebiyle başkanı utandıracak gösteriler çıkabilir. Open Subtitles لأنه كان هناك خوف في دالاس... بأن تندلع مظاهرات يمكن أن تحرج الرئيس،
    Dallas'taki yönetim kurulu senin köşeyi çıkarmak istiyor. Open Subtitles مجلس الادارة في دالاس ، يريد قطع القولون الخاص بك .
    Dallas'taki daire işi için kayyumla uğraşıyordum. Open Subtitles لقد كنت اخوض الجحيم حول شقتي في دالاس
    İşe yararsa yine Dallas'taki işe gideceksin. Open Subtitles فمازلت ستأخذين تلك الوظيفة في دالاس
    Dallas'taki rakiplerinden biri olmaktan nefret ederim. Open Subtitles سأكرهُ أ أكون أحد منافسينك في دالاس.
    Seattle'daki Beyaz ve Latin erkek kararsız seçmenler, Cleveland'daki beyaz ve afroamerikan demokratik seçmenler, Dallas'taki beyaz erkek Cumhuriyetçiler, Kuzey Carolina, Hendersonville'deki düşük gelirli beyaz Demokratlar: Hepsinin cevabı şaşırtıcı derecede benzer. Hepsi paralarını, hastaneler ya da sağlık merkezleri yerine, sağlıklı yiyecekler ve güvenli barınma üzerine harcamayı seçtiler. TED الذكور البيض واللاتينيين الناخبين في سياتل والبيض والافارقة الأمريكان في كليفلاند الجمهوريين البيض من الذكور في دالاس وذي الدخل المحدود في شمال كارولينا؛ إجاباتهم كانت متماثلة، جميعهم إتفقوا على انفاق المزيد من الأموال على الغذاء الصحي والإسكان الميسّر ومن ثم على المستشفيات والمراكز الصحية.
    Dallas'taki El Royale Motelinde. Open Subtitles فندق إل رويال في دالاس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد