Eşimin hep iyi bir damak zevki vardı. | Open Subtitles | لديها دائما ذوق جيد كما تعلم ربما يكون من قتلها؟ |
Doğru söylüyorsun ama belki de şarap konusunda daha iyi bir damak zevki vardır. | Open Subtitles | لكن لديه ذوق رفيع عندما يتعلق الأمر بالنبيذ |
damak zevki en iyi olan Dennis sayılır. | Open Subtitles | حسناً، دينيس لديه أفضل ذوق |
Beyaz da gönderin, her zaman damak zevki berbat birileri çıkar. | Open Subtitles | إرسل نبيذا أبيض أيضا، فهناك دوما شخص ما ذوقه سيء. |
-Ya da artık damak zevki bozuluyor. | Open Subtitles | -أو ذوقه بدأ يزّداد أسوءً |
Birinin iyi bir damak zevki varmış. | Open Subtitles | أحدهم يملك ذوق جيّد. |
Yani, muhtemelen benden daha ince bir damak zevki vardır. | Open Subtitles | ربما لديها ذوق أعلى مني |
Küçük kızımızın müthiş bir damak zevki var. | Open Subtitles | إن ابنتنا لديها ذوق مكلف |
Kardeş Alison'ın damak zevki iyiymiş. | Open Subtitles | Sestra أليسون ديه ذوق جيد. |