Bu kalbi besleyen damarlardan biri, ana damarlardan biri, ve buradaki daralmayı görebilirsiniz. | TED | هذا أحد الشرايين الرئيسية المسؤوله عن تغذية القلب, يمكننا أن نرى التضيق هنا. |
Kulakçıkları ve karıncıkları ve kalbin atar damalardan ve toplar damarlardan nasıl geçtiğini görebilirsiniz. | TED | تستطيع أن ترى الأذين والبطينين و، كيف يتدفق الدم في الشرايين والأوردة لدينا. |
Vampirler bazen uyluk bölgesindeki damarlardan beslenirler. | Open Subtitles | مصاصي الدماء احياناً يحبون أن يتغذوا من شريان الفخذ |
Bu parça ana damarlardan birini kesmiş. | Open Subtitles | انتظر , توقف , هذا الجزء يقطع شريان رئيسي |
Pekala, vardık. Yeraltı suları bu damarlardan çıkmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً , وصلنا , المياة تحت الأرض تحاول الخروج من هذه الأوردة |
Yani her gün tıkalı damarlardan bir şeyler mi çıkarıyorsunuz böyle? | Open Subtitles | إذا هل هذا ماتقومين به كل يوم، تمتصين النفايات من الأوردة المسدودة؟ |
Sen ve Büyük Aşk, kalbinin etrafındaki damarlardan biyopsi alıp poliarteritis nodoza için test edin. | Open Subtitles | إنتِ والعاشق الكبير خذا خزعة من وعاء دموي مجاور للقلب قوما بفحوصات التهاب الشرايين متعدد العقد |
Daha fazla damlamış, ana damarlardan birisi büyük ihtimalle. | Open Subtitles | نوعاً ما قطرات كبيرة, وعاء دموي كبير قطع على الأرجح |
Önceden burada değildi. Kalp durduğunda, kırılan damarlardan kan akışı da durur. | Open Subtitles | عندما يتوقف القلب، فإن تدفق الدم إلى الشرايين التالفة يتوقف كذلك |
Saldırgan kolunun ön kısmını ve pazılarını kullanarak boynun iki yanına bastırıp damarlardan gelen kanı keser. | Open Subtitles | استعمل ساعده و عضلته ذات الرأس و المهاجم... قام بالضغط على كلا جانبي العنق و اوقف تدفق الدم إلى الشرايين |
Yüksek kan basıncı damarlardan birini çatlatmış olabilir. | Open Subtitles | ربما الضغط العالي مزق أحد الشرايين |
Parçalardan biri damarlardan birisini zedelemiş olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأن إحدى الشظايا اخترقت شريان |
Otopsi sonucunda Roy'un beynindeki damarlardan birinde büyük bir pıhtı buldular. | Open Subtitles | حصلت الشركة على تشريح للجثة لأغراض التأمين إتّضح أنّ لدى (روي) شريان سيء في دماغه، |
Kollarımdaki damarlardan anlıyordum. | Open Subtitles | كانت الأوردة التي في ذراعي من أخبرني |