Danimarka ve İsveç'in, Danimarka'daki suç örgütlerine karşı yaptığı ortak bir operasyondu. | Open Subtitles | كانت عملية جماعية بين الشرطة الدنماركية والسويدية ضد عصابة دراجات نارية |
Onun açıklamaları, bir şeyden haberi olmadan üçüncü şahısların Danimarka'daki çiftçilik koşulları hakkındaki gerçekleri öğrenince nasıl şaşkına döndüklerine klasik bir örnek. | Open Subtitles | بمدى جهل الاحزاب وانصدامهم بخفايا الزراعة الدنماركية |
Bunlardan biri de Danimarka'daki merkeze yerlerini bildirmek ve son haberleri almak için kullandıkları telsiz. | Open Subtitles | والذي عن طريقه يُبلغون عن موقعهم للقيادة العامة هناك في الدنمارك ويُواكبون آخر التطورات |
Danimarka'daki ekonomi durumu, mali kriz ve burada çok da umurumuzda olmayan diğer şeyler. | Open Subtitles | يعرضون آخر مستجدات الإقتصاد في الدنمارك والأزمات المالية وباقي الأمور الأخرى التي لا نُعيرها حقاً أيّ اهتمامٍ هنا |
Şu anda burada, kuzeydeki 11. ve Danimarka'daki ilk şubemizi açıyoruz. | Open Subtitles | ها نحن نفتح فرعنا الحادي عشر في الشمال ولكن لأول مرة في الدنمارك |
Danimarka'daki bütün Rockwool üretimini durduracağım. | Open Subtitles | سأقوم بإيقاف إنتاج العوازل في الدنمارك قاطبة! |
Danimarka'daki Yahudi operasyonlarımızın asıl amacı basit bir kelle avı değil, ülkenin Yahudilerden arındırılması olduğundan, Danimarka'daki Yahudi operasyonları amacına ulaşmış olarak değerlendirilmelidir. | Open Subtitles | كهدف موضوعي للتصرف اليهودي في الدنمارك كان ضد شرعية البلاد وليس إستعداء ناجح يجب أن يُستنتج من ذلك أن العمل اليهودي وصل الى هدفه |
Mektupları Danimarka'daki bu adrese gönderebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن ترسل الرسائل إلى هذا العنوان في (الدنمارك) |
Danimarka'daki ormanları kastediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ذلك يعني الغابة في (الدنمارك)! -أليس كذلك؟ |