20 dakikadır şiddetli göğüs ağrım, baş dönmesi nefes darlığı var. | Open Subtitles | كان لدي 20 دقيقة من ألم الصدر الحادّ الغثيان، ضيق التنفّس |
Tek şikâyeti nefes darlığı olan bir adam üzerinde uyguladığımız diğer yüz testin sonucuyla aynı. | Open Subtitles | مثل المئة إختبار التي طلبناها لأجل رجل لا يشتكي إلّا من ضيق تنفس |
Bulantı, nefes darlığı... baş dönmesi ve baş ağrısı var. | Open Subtitles | نحن عِنْدَنا غثيانُ، و ضيق بالتنفّس دوخة و صداع. |
Yorgunluk, nefes darlığı ve bazı oldukça ciddi sonuçlarla da ilişkilendiriliyor. | TED | التي تقترن بأعراض الإرهاق وضيق التنفس كما تلحقها بعض الآثار الخطيرة نسبيًا، |
30 dakika göğüs ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı çekti. | Open Subtitles | ثلاثين دقيقة من ألم الصدر غثيان، ضيق تنفّس |
Soruna cevap olarak, hiç nefes darlığı çekmedim. Fakat sağ dizimde bir şiş var. | Open Subtitles | لا أعاني من ضيق التنفس، لكن ركبتي اليمنى منتفخة قليلاً |
Teneffüs etme ya da maruz kalma hâlinde nefes darlığı, mide bulantısı, bilinç kaybı geçici hafıza kaybı, ani nöbetler ve ölümle sonuçlanabilir. | Open Subtitles | ضيق تنفّس، غثيان، عدم الشعور فقدان ذاكرة مؤقت , والموت |
35 yaşında, erkek, nefes darlığı... kapsamlı iç kanama. | Open Subtitles | ذكر، في الخامسة والعشرون من عمره، ضيق تنفس نزيف داخلي واسع الإنتشار |
Ama bu hapislik, yer darlığı çok küçük, çok kısıtlı ve her gün aynı şey. | Open Subtitles | ولكن الحجز ، وقلة السعة ، صغير جدا ، و ضيق جدا ، ودائما نفس الشيء يوما بعد يوم. |
Şimdi, içinizde başı dönen nefes darlığı ya da acı çeken biri var mı? | Open Subtitles | الآن , أي أحد يشعر بدوخه أو ضيق تنفس أو ألم ؟ |
Tek şikâyeti nefes darlığı olan bir adam üzerinde uyguladığımız diğer yüz testin sonucuyla aynı. | Open Subtitles | مثل المئة إختبار التي طلبناها لأجل رجل لا يشتكي إلّا من ضيق تنفس |
Kaza ile almış olsa bile nefes darlığı ve acı belirtisi göstermesi gerekirdi. | Open Subtitles | حتىوإنتناولهعنطريق الخطأ, فالأعراض ينبغي أن تكون ضيق فيالتنفسوألمفيالجسم, |
Evet, yüksek kalp ritmi, nefes darlığı bir de alnı sıcak. Sepsis olabilir. | Open Subtitles | نعم، ارتفاع معدل نبضات القلب، ضيق في التنفس، و حرارة الجبين قد تكون بسبب تسمم |
Bu yüzden, bulantı ya da nefes darlığı hissedersen, bize haber ver. Midye zehirliyor olabilir. | Open Subtitles | أو ضيق فى التنفس , أعلمنا بذلك من الممكن أن تكون مسممة |
Ayrıca maçta da nefes darlığı çekiyordun-- - Paranoyaklık yapıyorsun. | Open Subtitles | وكان لديك ضيق فى التنفس غى لعبة كرة القدم أيضا أنت تتصرف بجنون العظمة |
Doktor Kepner, işim başımdan aşkın ve nefes darlığı olan ve konsültasyon yapılması gereken bir hasta var ve muhtemelen daha önemli işleriniz vardır ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | د,كيبنر,نحن غارقون بالعمل و لدي سيدة تعاني من ضيق بالتنفس و تحتاج لإستشارة |
35 yaşında, erkek, nefes darlığı kapsamlı iç kanama. | Open Subtitles | ذكر، في الخامسة والعشرون من عمره، ضيق تنفس نزيف داخلي واسع الإنتشار |
Demek kusma ve nefes darlığı şikâyetin var ve bunlar amiyotrofik lateral skleroz göstergelerinden değil. | Open Subtitles | إذا أنتِ لديك تقيؤ وضيق في التنفس لا شيء منه يتعلق بمرض ضمور عضلاتك |
Merhaba, Bay Hicks. Demek hastaneye nefes darlığı tanısıyla yatırıldınız? | Open Subtitles | -أهلاً، يا (هيكس)إذاً جئت هنا لضيق في التنفس؟ |
Nefes darlığı çekmeyeceğim. Gözlerimi yuvarlamayacağım. Yaka düğmemi açmayacağım. | Open Subtitles | سأتوقف بفرط الهوية, و أدحرج عيناي و عدم حل أزرار القميص العلوي |
Pekâlâ. Hâlâ nefes darlığı çektiğin için endişeleniyorsan, kendine ayrı bir kahvaltı hazırla. | Open Subtitles | حسناً، لكن إن كنت قلقة بشأن انقطاع النفس أنصحك بإعداد إفطارك بنفسك |
Nefes darlığı ve nefes alırken keskin bir acı. | Open Subtitles | ضيقٌ في النَفَس وألمٌ حادٌ مع الشهيق |