ويكيبيديا

    "davasındaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • قضية
        
    • بقضية
        
    • لقضية
        
    • حالةِ
        
    • قضيه
        
    • في محاكمة
        
    • في قضيّة
        
    • أن نحلل
        
    Bu yüzden halkın Brendan'ın davasındaki haksızlığa karşı tepkisini anlıyorum. TED لذلك أتفهم الغضب العام من الظلم في قضية بريندان داسي.
    Beni de evdeyken ziyaret etti. Annenin davasındaki delilleri aldı. Open Subtitles لقد زارني في المنزل وأخذ كل الأدلة من قضية والدتك
    Sen. Geçen ay haberlere çıkmıştın değil mi? Bir cinayet davasındaki şüpheliydin. Open Subtitles أنت ، كنت في الأخبار الشهر الماضي مشتبه به في قضية قتل
    Fleming davasındaki bütün fotoğraflar bunlar. Open Subtitles هذه كل الصور المتعلقة بقضية فلامينغ.
    Jack'in davasındaki sosyal görevli oradaymış. Open Subtitles يقول بأن ذلك العامل في الخدمه الإجتماعيه لقضية جاك هناك
    Uyuşturucu suçlamasıyla ilgili çektiği ceza süresi Central Park koşucu davasındaki hükümden kaynaklanan eski bir mahkum olmasına göre belirlenmişti. Open Subtitles و لكن طول المدة التي يقضيها بسبب قضية مخدرات بنيت على أساس أنه مجرم سابق في قضية مهرولة المنتزه المركزي
    Beni de evdeyken ziyaret etti. Annenin davasındaki delilleri aldı. Open Subtitles لقد زارني في المنزل وأخذ كل الأدلة من قضية والدتك
    Ve Burns davasındaki bütün şüphelilerin tablosunu çıkardım. Open Subtitles وأنا صنعت مخططاً لكل المشتبه بهم في قضية السيد برنز
    Evet, peki, çocuklar, şu çocuk kaçırma davasındaki şüpheliyi görelim. Open Subtitles والآن يا رفاق ، أروني المشتبه به في قضية اختطاف الطفل
    Kyle, Bakan Gibbons davasındaki gelişmeleri öğrenmek istedi. Open Subtitles كايل هذا السكرتير ديكيرت يريد معرفة أي شيء عن قضية غيوبنز
    Şişman davasındaki vekilim vardı. Open Subtitles وكان لدي تلك الموكلة التي كنت أعمل معها في قضية البدانة
    Tamam, Bayle davasındaki tanıkla tekrar konuşacağım. Teşekkürler. Open Subtitles حسناً، سأتحدث مع شاهد العيان في قضية بايل مرة أخرى
    Savcılığın davasındaki riyakarlık o andan itibaren hakimlerin beni suçsuz bulmaktan başka seçenekleri yoktu. Open Subtitles نفاق قضية الإدّعاءَ، , ثم حقاً , لم يكن لدى القضاء خيار أخر سوى تبرئتى
    Kazandığımız ilaç davasındaki psikolog mu? Open Subtitles الطبيب النفسي من فوزنا في قضية الأدوية؟ نعم
    Ablamın davasındaki kurşunlarla ilgili söyleyeceklerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Open Subtitles إني متلهفة لسماع ما لديك عن الرصاص الذي في قضية أختي
    Holt davasındaki ipler onun elinde. Open Subtitles بيت القصيد إنتِسب إليه وكن مطلعاً على قضية هولت
    Reynold'ın davasındaki en önemli kanıt parçası dün akşam geri geldi. Open Subtitles جزء هام من الأدلة حول قضية رينولدز في الليلة الماضية
    - Andre Benson davasındaki olay yeri fotoğrafları. Open Subtitles هذه صورة من مسرح الجريمة الخاصة بقضية -أندريه بنسن-
    Üç kâğıtçı ev sahibi davasındaki savunmama benziyor bu. - Bitirdin mi? Open Subtitles تبدو تلك مرافعتي لقضية الأحياء الفقيرة
    Beechum davasındaki müfettişlerden birini izle. Open Subtitles حَسّنْ أوضاع رغم ذلك، يَتعقّبُ المحقّق في حالةِ Beechum.
    Kimliği belirsiz kadından alınan spermler Ducky'nin davasındaki spermlerle eşleşti. Open Subtitles (عينة المني من قاتل (جين دو (تطابق عينه قضيه (داكي
    Babamın davasındaki yargıcın karısı. Open Subtitles باتريشيا بارنز إنها زوجة القاضي في محاكمة والدي
    Şu bizim ördek havuzlu cinayet davasındaki gelişme nedir? Open Subtitles إذن لديك تقدّم كبير في قضيّة قاتل بركة البط؟
    Burrows'u, kendi davasındaki takip ettiğimiz kayıtlarda tam olarak görüntüleyebilmiştik. Open Subtitles (بوروز) ، استطعنا أن نحلل نفسيته من المقطع

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد